İLİŞKİLİ HABERLER
'Görmüyorum' diye beni yok sayıp kocama sarkanlar oldu
'Görmüyorum' diye beni yok sayıp kocama sarkanlar oldu
Tuluhan Tekelioğlu
31.10.2008
İsmail Düvenci
* Zümrüt çok güzeldi. Sarışın, masmavi gözlü, derin bakışları vardı. Annesi beni sorguya çekti önce. "Benim kızım bir yumurta dahi kıramaz," dedi.
* Evlendik. Bir sene sonra Ceyda doğdu. Kasabada yaşıyorduk. Zümrüt müzik öğretmeniydi. Kızımız dört yaşındayken o feci kaza oldu.
* Kafasında kask, dişleri kenetlenmiş, yutamıyor, konuşamıyor, göremiyor. O haldeyken bir gün "Bana yün al," dedi. Londra'da karış karış yün aradım... Örmeye başladı.
* Birkaç ay sonra ailem, arkadaşlarım bana baskı yapmaya başladı. "Daha 30'larındasın. Başkasıyla evlen, hayat böyle geçmez," diye...
* Bir gün bile Zümrüt'ü terk etmeyi düşünmedim.
Zümrüt Düvenci
* Tiyatroya götürmüştük çocukları. Minibüs otobüsle çarpıştı. Ceyda'yı çarpışmadan az önce arkaya yollamıştım. Eğer yanımda olsaydı, gitmişti. Önümdeki muavin öldü. Başımı çarpıp düşmüşüm... Göz sinirlerim kopmu., yüzüm dağılmış.
* Londra'da iki ay hastanede kaldık. Bütün yüzümü ameliyat ettiler. Doktorlar "Estetiğe gerek kalmayacak," dedi. Ama gözlerime bir şey yapamadılar. O zaman durumumu kabullendim.
* Ceyda çok küçüktü, hiç alışamadı. Bana nefretle baktığını hissederdim. Hep kızdı bana. Altı sene önce bir gün içinde yaşadığı her şeyi anlattı... O zamana kadar beni anlayamadığını sanıyordum.
* İsmail'e sonsuz bir güvenim var. Ama kadınlar ona sarktı. Beni, görmüyorum diye yok sayarak üstelik...
* Bazı kızlar annelerine çok yakın olur, gelir paylaşır. Ceyda daha kendine dönüktür.
* * *
Yarı yarıya açık gözlerinin içine baktım. Derin mavi...
Göremiyor ama çok güzel bakıyor. Göz bebeklerinde gizli bir keder var.
Konuşurken zarif parmakları, mimikleriyle iç içe geçiyor. Gizli bir çekiciliği var. Ama onu özel kılan asıl şey, ünlü oyuncu Ceyda Düvenci'nin annesi oluşu.
Hayat, mutluluklar ve trajediler bütünü. Güzelliğiyle bütün kasabanın dikkatini çeken müzik öğretmeni Zümrüt Düvenci, kasaba eşrafından konservatuar okumuş, 30 yaşlarında, yakışıklı İsmail Düvenci'yle evlidir.
Mutlu evliliklerinden üç yaşında bir kız çocukları vardır. Ceyda... Herkesin konuştuğu örnek aile, 1981 martında trajik bir kazayla sarsılır. Öğrencileriyle birlikte Bursa'ya tiyatro izlemeye giden Zümrüt öğretmenin minibüsü, dönüş yolunda otobüsle çarpışır. Önde oturan muavin ölür. Ceyda, annesinin uyarmasıyla, çarpışmadan beş dakika önce arkaya geçtiği için kurtulur. Ama Zümrüt öğretmen kafasını çarpar ve bu darbeyle hayatı, hayalleri, kızı için tasarladıkları bir anda kararıverir.
"O anı, sonrasını hatırlamıyorum.
Bayılmışım. Üst çenem yerinden çıkmış, göz sinirlerim kopmuş. Düzeldi hepsi, estetik ameliyat gerekmedi. Ama kör oldum. Hiç göremeyeceğimi öğrenince de durumumu hemen kabullendim. 29 yaşımdaydım. Her şeyi göze almıştım. Kocam artık körüm diye beni istemeyebilirdi de," diyor Zümrüt Düvenci.
Bazen mutlulukla, bazen bedbahtlıkla ışıldayan bu hayattan asla kaçılmaz. Ancak aşk yumuşatabilir, hayatımızdaki acıları. O tarihte 30'lu yaşlarında olan İsmail Düvenci de kaçmamış. Kasabalıların, ailesinin "Karını bırak, hayat böyle geçmez," tavsiyelerine kulak asmamış. Güzel Zümrüt'ü için hayatı yeniden güzelleştirmeye uğraşmış. Bazen karısına hissettirmeden ağlayarak, ama hep güçlü kalarak. "Ceyda ile hâlâ konuşamadım o yılları. Belki üzerim, kırarım diye..." diyor babası. Küçük kız üzülmüş, kızmış, yalnız kalmış, bazen de öfkelenmiş annesine. Ama yıllar sonra genç bir kadın olduğunda hesaplaşmış geçmişiyle. Altı sene önce bir gün annesine gitmiş ve özür dilemiş.
Zümrüt Düvenci kızıyla gurur duyuyor, kocasına da bağlılık. "Peki mutluluk nedir sizin için?" diye soruyorum. "Onu kendi kendime, kendimde buldum," diyor!
- Ceyda Düvenci'yle annesinin röportajlarını okurken hep merak ettiğim kişi sizdiniz. Henüz evliliğinizin ilk yıllarında trajik bir kaza, sevdiğiniz kadının gözlerini alıyor. Bir yandan eşine güç vermeye çalışırken, bir yandan küçük kızıyla, küçük bir kasabada, başetmesi gereken pek çok sorunla karşı karşıya kalan 30 yaşlarında bir erkek...
- İ.D: Türk erkeğinin evliliğe bakış açısı çok farklı. Yani hayatın birlikte yaşandığının, birtakım şeylerin birlikte paylaşıldığının farkında değil. Zümrüt'ü çok beğenmiştim. Pınarhisar'da asteğmenim. Yıl 1974... Onların evinin üstünde oturuyorum. 'Müzik öğretmeni' dediler. Ben de konservatuarı bitirmiştim. Sanata olan ilgisi dikkatimi çekmişti. Parkta birkaç kez gördüm. İnce, uzundu.
Beline kadar uzanan sarı saçları vardı. Masmavi gözlü, derin bakışlı...
- Z.D: Israr edince "Görüşelim, ama burası küçük yer, dedikodu olur, Burgaz'a gidelim," dedik.
Lüleburgaz'a gittik konuşmaya...
Annem de yanımdaydı.
- İ.D: Zümrüt'ün annesi beni sorguya çekti.
ÖĞRETMENLİK YAPMAK İSTEMEDİM
- Neydi o sorular?
- İ.D: "Evladım ailene sormadan bu işe evet deme, ailenin haberi var mı?" dedi.
Sonra, "Ne iş yapacaksın, ev sorumluluğu, evlilik sorumluluğu alabilecek misin? Bu cazibesi seni bağlamasın, benim kızım yumurta bile kıramaz," dedi. "Aileme sormadım ama soracağım. Evliliğe hazırım. Ailemi çağırdım, geldiler," dedim.
- Kaç yaşındaydınız?
- İ.D: 28 yaşımdaydım, Zümrüt ise 24. Tam ailemin Zümrüt'ü istemeye geldiği gün Kıbrıs çıkartması başlamış. Arazideyim. Annesi, dışarıda kalmasınlar diye ailemi kendi evlerine davet ediyor ve benden evvel tanışıyorlar. Geldim, baktım ki çoktan kaynaşmışlar.
- Z.D: Hemen evlendik. 1975, 21 Ağustos'ta.
- Ceyda (Düvenci) ne zaman doğdu?
- Z.D: 16 Nisan 1977'de.
- Başka çocuğunuz yok değil mi?
- Z.D: Hayır. Ceyda 3 buçuk yaşındayken o feci kaza oldu.
- İ.D: Okul gezisiydi. Öğrencilerle birlikte Bursa'ya tiyatroya gitmişlerdi.
Dönüşte maalesef...
- Z.D: Tiyatroya götürdük çocukları. Ben aslında raporluydum o hafta. Arkadaşlar "Gelir misin?" dedi.
"Gelirim," dedim. Minibüs otobüsle çarpıştı. O anda uyuyor olduğum için göz sinirlerim kopmuş, yüzüm dağıldı. Epey tedavi oldum ondan sonra. Öğretmenlik yapmak istemedim.
İLİŞKİLİ HABERLER
'Görmüyorum' diye beni yok sayıp kocama sarkanlar oldu
Yayın tarihi: 1 Kasım 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/01/ct/haber,96D75B47CAAF479899C04B85EFA484D3.html
Tüm hakları saklıdır.