Mucize olacağına inanarak yaşıyorum
İLİŞKİLİ HABERLER
Mucize olacağına inanarak yaşıyorum
- Görme yetinizi o zaman mı kaybettiniz?
- Z.D: Evet ama hemen söylemediler. "Geçecek," dediler.
- İ.D: Üst çene kopmuş, burun çeneye düşmüştü...
- Z.D: Doktorlar "Estetiğe gerek kalmayacak," dedi.
Göze bir şey yapamadılar. Ben o zaman bu durumu kabullendim: "Bundan sonraki hayatım nasıl olacak? Eşimden ayrılabilirim, nasıl vakit geçer? Kızım ne olacak?" Çok Türk filmi seyrettik... Kocam beni artık istemeyebilirdi. Bursa, Mustafa Kemal Paşa'da yaşıyoruz. Küçük yerlerde hemen dedikodular başlar.
- İ.D: Oranın eşrafındanız. "Görmeyen kadınla hayatı nasıl idame ettireceksin, bu işin bir de yaşlılığı var," diye baskı yaptılar. O sırada, kendi hayatımı nasıl devam ettirebilirim diye düşünüyorum. Zümrüt'e nasıl güç verebilirim, Zümrüt'ü hep dışarıya ittim bu nedenle. Eve kapanmasını istemedim.
- Eşinize acıdığınız için mi onu bırakmadınız, çok sevdiğiniz için mi?
- İ.D: Zümrüt'ü çok seviyordum. Nikâhta verdiğimiz sözler hep söylenir ama işin gerçek tarafı da varmış demek ki. Bana da olabilir, o zaman beni bırakır mıydı Zümrüt? Her gün bir mucize olacağına inanarak yaşıyorum. Zümrüt'e söylemem ama bir gün göreceğine inanıyorum... Hastaneye ilk gelen Müşfik (Kenter) ve Erol Günaydın'dı. Betül Mardin, Haldun Dormen, "Londra'ya götür..." dediler. Göz sinirlerine tıbben müdahale edilme imkânı yoktu. Göz sinirleri insan bünyesinde tek filiz vermeyen yer. Tüm bunlara rağmen hâlâ ümidim var.
- Işığı algılıyor musunuz?
- Z.D: Işığı görmüyorum. Ama öyle zifiri karanlık yok. Önüme bir şey geldiği zaman onu algılıyorum.
İLİŞKİLİ HABERLER
Mucize olacağına inanarak yaşıyorum
Yayın tarihi: 1 Kasım 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/01/ct/haber,3C028737FDFD4475B850113DDE1307D5.html
Tüm hakları saklıdır.