kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
John Freely (solda) ve John Cleave.

Mimarlığın kapalıçarşısı olarak, İstanbul

EVRİM ALTUĞ
23.10.2008
Mimarlık fotoğrafçısı John Cleave, 3 bin 500 kareden yola ç›karak iki Kıtanın şehri: İstanbulkitap projesini hazırladı. Kitapta, 'Bilgisayar mucizesi' mimari resimlere, John Freely'nin tarihsel sunuşları refakat ediyor..
İngiliz mimarlık fotoğrafçısı John Cleave ile New York doğumlu ABD'li fizikçi ve yazar John Freely, İki Kıtanın Şehri: İstanbul kitabında 21. yüzyıl İstanbulu'nu simgeleyen tarihi ve güncel mimari örnekleri usta işi çizgiler ve analizler eşliğinde bir araya getirdi. 30 dolara edinilebilen bu arşivlik kitabın en ilginç özelliği, ilk bakışta suluboya teknik mimari desenlermiş gibi görünen ve Cevahir AVM'den Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'na, Mısır Konsolosluğu binasından Ayasofya Müzesi'ne salınan 90 civarındaki 'İstanbullu' yapının, Cleave tarafından Photoshop grafik yazılım ve 'dijital fırça' kullanılarak, 175 ayrı illüstrasyon ile yeniden yorumlanmış olması. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, Park Hyatt Istanbul, Maçka Palas ve Garanti Bankası'nın katkılarıyla, daha çok İstanbul'un mimari hafızasını yurtdışına taşıyabilmek üzere İngilizce hazırlanan kitapta, Cleave'in resimlediği ilgili yapılar hakkındaki Freely imzalı özel sunumlar mevcut. İkiliyle projenin yansıttığı İstanbul'dan söz ettik.

- Kitaptaki resimlerin sanat tarihsel bir dokuya özendikleri aşikâr, bunlar nedir?
- John Cleave:
Bunların hepsi bilgisayarla ve Adobe Photoshop programıyla üretildi. Tümü, benim son bir buçuk yıllık üç ayrı gezimde kotarılan, bizzat dijital kameramla çektiğim ve tamamı 3 bin 500'e varan fotoğraflara dayanıyor. Aslında kitabın dahil olduğu serinin önceki örnekleri de, yayıncı Didier Millet tarafından suluboya eskiz defterleri olarak, Washington ve Atina hakkında yayımlanmıştı. Ben bu aşamada, mimarlık fotoğrafçısı olduğum için elimdeki karelerden yola çıkarak böyle bir projeyi yapıp yapamayacağımızı kendilerine ilettim. Bilgisayarda, bu işlerin suluboyalarmış gibi görünmesi için özel bir çaba sarfettim...

- İstanbul'un sizin için özelliği nedir?
- J. C.:
Yaşamının büyük bölümünü İstanbul'da geçiren John'a (Freely) kıyasla, ben daha kısa sürede, yıllar önce sadece bir günlüğüne İstanbul'da bulundum ve bu seferki konukluğum bir tür keşif yolculuğundan farksız geçti. Yeni bir kenti karşımda bulmuştum ve eşimle kenti tura çıktık. Hayli etkilenen iki yabancı olarak yaptığımız bu gezide, başta Freely olmak üzere pek çok İstanbulludan yardım gördük.

- Kentin güncel yaşamına dair küçük kültür kodları da, yapılar ve manzaralara sinmiş görünüyor... Yalnızca binalar yok bu resimlerde, günlük İstanbul hayatına dair detaylar da var...
- J. C.:
Temkinli bir şekilde, İstanbul'a dair kişisel izlenimimi ortaya koymaya çalıştım. Gezimde "Tarihi Yarımada" denen bölgenin dışına çıktım. Evet, orası mükemmel bir yer ama, içinde 14,5 milyon kişinin yaşadığı bir kentte, geri kalan manzarayı da bu resmin içine katmamak olmazdı. Mimarlık ilgi odağınızda olduğunda, bir grup mimar ve mimarlık dönemine dair olarak, İstanbul'un inanılmaz bir birikimi olduğunu görebilirsiniz, elbette çok kötü örnekler de var ama, bu her şehirde olan bir şey.

- Niçin güncel yapılardan da seçmeler yaptınız? Stadyumlar, alışveriş merkezleri...
- J. C .:
Doldurmam gereken 96 sayfa, işlenecek 175 ayrı desen olunca, belli tercihler yapmak kaçınılmaz oldu. Güncel mimari manzaranın ne durumda olduğunu işlemeye çalıştım. Ayrıca İstanbul'daki elçilikler, camiler de bu bütünlük içinde yer aldı.
Haberin fotoğrafları