kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Self servis bir gurme restoranı

DENİZ ERBİL
04.09.2008
OKKO Astoria, büyük bir mağaza olmanın ötesinde başarılı bir self servis gurme restoranı. Ürünler taze, yemekler lezzetli. Buradaki tek sorun ödeme sistemi. Yemeklerin bedeli türüne göre, ya mağaza kasasında ya da self servis kafeterya kasasında ödeniyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Self servis bir gurme restoranı
Yurtdışına gittiğimde büyük mağazaların yiyecek içecek reyonlarında dolaşmak en büyük keyfimdir. Oralarda gördüğüm birbirinden nefis şeyler içinden ancak otelde yenecek şeyleri satın alabilsem de, sorun etmem. Görmek, gözümün doyması, her şeyden önemlidir. Yıllarca bizdeki mağazaların hiçbirinin eline su dökemediği bu büyük alışveriş merkezlerini artık kanıksadığımı sandığım bir anda, Almanya'nın Berlin kentindeki KaDeWe adlı dev mağazanın altıncı katını gördüm, dünyam değişti. Avrupa'nın bu en büyük mağazasının altıncı katı, ağız tadına önem verenler için bir cennet. Yok yok burada; dünyanın dört bir yanından en önemli lezzet ürünleri bir araya getirilmiş. Almanya'ya yolum düştükçe, bir fırsatını bulup Berlin'e uğramaya ve tabii ki KaDeWe'nin altıncı katını tavaf etmeye başladım. Bu sırada bizde, adına şarküteri mi dersiniz, mezeci mi, gurme yiyecekleri satan işte o tür mağazalar giderek köhneleşti. Büyük alışveriş zincirleri ise kaliteye değil, ucuz fiyatlı ürünlere ağırlık verdikleri ve bütün mağazalarında bulundurabilecekleri miktarlarda alım yaptıkları için, butik, gurme ürünleri tercih etmez oldular. Öte yanda küçük mezeciler de dev zincirlerle rekabet edemeyip birer ikişer kapılarına kilit vurunca, ülkemizin bu tür ürün piyasası hazin bir görünüme büründü. Ben artık bizde doğru dürüst mezeci kalmadı diye hayıflanırken, bir dostum Mecidiyeköy'de yeni açılan Astoria alışveriş merkezinin giriş katında hizmete giren OKKO adlı mağazadan söz etti. Gerçi bu mağaza önce Bostancı'da açılmıştı ama dostumun salık verdiği, asıl görülmesi gereken, Astoria'nın içindeki şubesiydi. Açıkçası KaDeWe'nin şımarttığı bir tüketici olarak, fazla beklentiye kapılmadan Astoria'nın yolunu tuttum. Parasız kapalı otoparka aracımı bırakıp asansörle giriş katına çıktım ve OKKO dünyasına adım attım. İlk gözüme çarpan peynir reyonu oldu. Bugüne dek Türkiye'de bu kadar kapsamlı bir peynir bölümü görmemiştim. Türkiye'nin hemen bütün belli başlı peynir çeşitleri görücüye çıkmıştı. İthal peynirler de etkileyiciydi. İtalyan pecorino, gorgonzola, Fransız brie, Hollanda peynirleri yerli çeşitlerin arasında göze çarpanlardan bazılarıydı. Hakiki parmesan bulabilmek artık İstanbul'da mesele haline gelmişken, farklı yıllanma düzeyinde parmesanlarla karşılaşmak da çok hoş bir duyguydu. Gözüme Antep fıstıklı bir tulum peyniri takıldı. İlk kez görüyordum; nereden geldiğini sordum, OKKO, Erzincan tulumu ve fıstıkla kendisi üretiyormuş ve mağazada bu firmanın kendisinin yaptığı ya da özel olarak yaptırdığı daha pek çok ürün satılmaktaymış. Zaten mağazanın alt katında 1000 metrekarelik devasa bir üretim ve lojistik bölümü olduğunu, burada her türlü üretim, soğutma, saklama ve pişirme gereçlerinin bulunduğunu öğrendim.

BALIK REYONUNDA ÇEŞİT BOL
Aslında bu yazıda amacım, size bir alışveriş mağazasının çeşitli bölümlerini uzun uzun anlatmak değil. Ekmeklerden şarküteriye, meze çeşitlerinden peynirlere, et ve balığa, meyve, pasta ve içkilere kadar reyonlar hep özgün ürünlerle dolu. Ancak benim asıl üzerinde durmak istediğim, bu mağazanın oldukça uygun fiyatlı bir gurme restoranı olarak da hizmet vermesi. Mağaza içinde kurulu belli başlı istasyonlardan seçeceğiniz et, balık ürünleri, makarnalar ve pizzaları gözünüzün önünde pişirtebiliyorsunuz. Ayrıca hazır mezelerden, istediğiniz peynir ya da şarküteri ürünlerinden bir tabak oluşturuyor, mağazanın ortasındaki iki katlı self servis kafeterya bölümünde bunları afiyetle yiyebiliyorsunuz. Bu sırada isterseniz taze sıktıracağınız yerli ya da ithal meyvelerin sularını içiyor, isterseniz şampanya ya da şarap çeşitlerini kadehle alabiliyor, yerli veya yabancı bira çeşitlerini tadabiliyorsunuz. Balık reyonunda benim gittiğim gün torik lakerda, ahtapot salatası, karides, balık olarak da kofana, mezgit, çipura, levrek somon, lagos ve daha sayamadığım pek çok çeşit vardı. Balıkların bulunduğu kısımda ortadaki bir bar tezgahı görülüyordu. Sadece balık yemek isteyenler hemen oracıkta pişirttikleri balıkları ve deniz ürünlerini parasını ödeyerek yiyebiliyordu.

ÖDEME SİSTEMİ KOMPLİKE
Ancak diğer kısımlardan alınan yiyeceklerin bedeli oldukça komplike bir sistemle ödeniyor. Örneğin şarküteri ve peynir reyonlarında hazırlattığınız tabakların parası, genellikle bu ürünler mağazada yenmeyip paketlenerek evlere götürüldüğü gerekçesiyle ana kasalarda alınıyor. Buna karşılık makarnaları, ızgara et ve tavuk çeşitlerini ait oldukları istasyonlarda pişirtiyor, istediğiniz garnitür seçeneklerinden canınızın çektiği kadarını da ayrıca bir bedel ödemeden büyük tabaklara dolduruyor, içeceklerinizi da tepsinize koyup iki kata yayılmış kafeterya girişindeki kasaya paranızı verip içeri geçiyorsunuz. Ben bir şarküteri tabağı aldım, parasını girişteki kasada ödedim; başka bir yerde ısmarlasam iki porsiyon parası ödeyeceğim miktarda Akçaabat köftesi de istedim, yanına harika bir patates salatası doldurdum, nefis karışık taze sıktırdığım meyve suyu bardağımı alıp kafeterya kasasında da onların parasını ödedim, masama oturdum. Sofrada tuzu aradım, meğer girerken kasanın yanından almak gerekiyormuş. Yemeğin üzerine canımın çektiği kahveyi ise bir görevli yapıp getirdi, çok başarılı bir Türk kahvesiydi. Kahve masaya gelirken kalkıp onun da parasını ödedim. OKKO Astoria, büyük bir mağaza olmanın ötesinde başarılı bir self servis gurme restoranı. Ürünler taze, yemekler lezzetli. Yemeğimi alırken, içerde Hilton'un ilk Türk şefi, yıllarca Divan grubunun baş aşçılığını yapan Aybek Şurdum'u gördüm; geçtiğimiz günlerde OKKO mutfaklarının sorumluluğunu üstlenmiş. Bu iyi bir gösterge; geriye sadece dağınık istasyonlardan yemeklerin toplanıp getirilmesi sorunu kalıyor. Onu da garsonlarla çözerlerse, değme keyfine.
Haberin fotoğrafları