Eğer okullar bir diğerinin öğrencisini "çalmaya", öğretmenleri ile birlikte öğrencileri transfer etmeye, sırf bunun için "call center"lar (arama merkezleri) kurmaya başlamışsa; veliler çocuklarının SBS sonuçları ellerinde okul okul dolaşıp "Bize ne vereceksiniz?" diye pazarlıklar yapıyorsa; hatta bu pazarlıkları ilköğretim öğrencileri emailler aracılığı ile yürütüyorsa, bazı okullarda çift karne verilmeye başlanmışsa bir soluklanıp nereye gidildiğini sorgulamak gerekiyor.
Çünkü bunlar son zamanlarda sıklıkla yaşanıyor. Herkesin ortak kaygısı; bu tür örneklerin yaygınlaşması ve eğitim kurumlarının asıl hedeften saparak kâr amaçlı yerler haline dönüşmesi.
Feyziye Mektepleri Vakfı (FMV) Genel Müdür Yardımcısı Volkan Kırım, "Eğitimde etiğin kaybolduğu bir noktaya doğru gidiyoruz" diyerek, yaşananlara dikkat çekenlerden biri. Bazı okulların başarıyı "devşirme öğrenciler" ile sağlanmaya çalıştıklarına değinen Kırım, parlak öğrencilerin velilerini transferde ikna amacıyla "call center" kuranların bile olduğunu anlatıyor:
"Bu arama merkezleri derece yapan öğrencilerin velilerine ulaşıyor. Çocuklarını kendi okullarına getirmeleri durumunda sağlayacakları maddi olanaklar hakkında bilgi veriyor. Hatta rehberlik servislerine öğrenci başına para veriliyor. Sonra da derece yapmış bu çocuklar alınıp, kendi başarıları gibi sunuluyor."
Elbette transferler sadece öğrenciler ile sınırlı kalmıyor. Okullar öğretmenlere, başarılı öğrencileri ile birlikte gelmeleri durumunda 3-4 kat maaş vaat ediyor.
Bunlar eğitim kurumları açısından yaşananlar. Bir de öğrenci velilerinin "pazarlıkları" var. Kırım, velilerin çocuklarının sonuçlarıyla okulların kapılarını çalarak, "Çocuğu size getirirsem, kaç para verecekseniz?" pazarlığı yaptıklarını, hatta çocukların bile e-mail atarak bu pazarlıkta yer aldıklarını söylüyor. Eğitimde artık "müşteri" kavramının oluştuğunu vurgulayan Kırım, "Etikten yoksun bir eğitim olmaz. Etiğin olmadığı yerde ise iyi insan yetiştirmeniz olanaksız" diyor.
Kırım'ın bu söylediklerini tekrarlayan eğitimcilerin sayısı fazla. Ancak onların da artık "off the record" demekten vazgeçip, "ayıpları" açıkça tartışmaları gerekiyor. Bunlar açıkça konuşulmazsa zamanla tartışılacak bir "etik" de kalmayacak.
Yayın tarihi: 22 Ekim 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/22//haber,92FBF3895930418195AB4F30A39B1627.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.