kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Ancak bir 'avukat' bunu iddia edebilir

CHP Başkanı Deniz Baykal, önce kendini Ergenekoncuların avukatı ilan etti. Bir süre sonra Ergenekon örgütlenmesi için "çete" tabirini kullandı. Dünkü konuşmasında ise tekrar başa döndü ve Ergenekoncuları savundu.
Benim açımdan Baykal'ın en tuhafı, "Adı geçen şahıslar birbirini tanımıyor" demesiydi.
Halbuki eldeki veriler tam tersini gösteriyor: Telefon kayıtlarına, fotoğraflara ve diğer belgelere baktığınızda, kamuoyunda "Ergenekoncu" diye adlandırılan kişilerin birbirini gayet iyi tanıdığı apaçık görülüyor.
Mesela evinde el bombaları bulunan bir kişi, bir partinin yöneticisi ve
darbe heveslisi emekli bir orgeneral, asıl yaşadıkları kentten uzakta yapılan bir cumhuriyet mitinginde kol kola yürüyor. Hem de en önde.
Ergenekon soruşturması sürecinde medyaya yansıyan bilgilere ve ardından gelen Ergenekon İddianamesi'ne bakıldığında, insanı en çok şaşırtan durum, bu kişilerin birbirlerini tanımamaları değil.
Tam tersi: Ne kadar da iyi tanışıyorlar! İlişkileri nasıl da yoğun!
Baykal'ın "tanışmıyorlar" dediği insanlar, birbirleriyle telefonla görüşüyor, internet üzerinden yazışıyor, gezilere, gidiyor, mitinglere katılıyorlar. Hatta birbirlerine ödüller veriyorlar.
Örgütlenme o kadar geniş ve o kadar çok meslek kolunu içinde barındırıyor ki elbette birbirini tanımayanlar da vardır. Eh, o kadar da olacak, değil mi?
Ancak sadece birkaç kişinin birbirini tanımamasından yola çıkarak bir genelleme yapabilmek, herhalde ancak avukatların belagat gücüyle açıklanabilecek bir beceridir ki zaten bildiğiniz gibi Baykal'ın da mesleği avukatlıktır.