kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
PERVİN KAPLAN

Tek tip 'Androidler' yetiştiriyoruz

Bu sözler 28 yıldır eğitimin içinde yer alan üç eğitim kurumu kuran Yüzyıl Işıl Okulları'nın kurucusu Lale Ünaldı'ya ait. Çeyrek yüzyılı aşkın süredir eğitimin içinde olan Ünaldı, bu süre içinde öğrencilerdeki gözlemlediği değişimlerden son derece rahatsız. Test sisteminde tek doğru yanıtı bulmak üzere kurulu bir eğitim sistemine göre yetişen ve sıralanan gençlerden birçok eğitimci gibi gelecek adına endişeli.
Üstelik bir yerine üç sınav ile yarış için hazırlıkları ikinci sınıfa kadar çekilen geleceğin gençleri şimdiden dershanelerde dirsek çürütürken spordan, kültürden, sanattan zamanları çalınıyor. Ünaldı da bu gerçeğe dikkat çekerek, "Dünya insanı olmak üzere gereken altyapılarını oluşturamamış, entellektüel faaliyetlerin dışında kalmış öğrencilerden yani geleceğin gençliğinden söz ediyoruz. Bilimsel düşünceye değil de tek doğruya kilitlenmiş gençlerden. Sıralamada en iyinin en iyisi olmak için bir hedefe yönelmişler. Tep tip gençlerin, yani androidlerin yetiştiği bir gelecek bizi bekliyor. Sonuçta kaybeden Türkiye'nin geleceği olacak. Bu gençlerle biz ne yapabiliriz?" diye soruyor.
OKS'yi SBS'ye tercih ettiğini vurgulayan Ünaldı, "Sanki ilköğretimin sonundaki yerleştirme telaşını 8. sınıfın sonundan almış gibi görünüyorlar. Ama şurası bir gerçek ki tam üç tane OKS koydular. Sınav yarışını en az 4 sene aşağıya çekerek, o stresi başlattılar. Delicesine bir ezber öğrenme ve delicesine tek bir hedef uğruna çocukların 4 sene hayatın diğer tüm alanlarından vazgeçmeleri gerekiyor" diyor.
İlköğretim beşinci sınıftaki yerleştirme sınavının öğrencilere daha az zarar verdiğini savunan Ünaldı, çocukların bu sürenin sonunda ortaöğretim yaşamları boyunca "daha iyi tedavi edilebilecek bir zamanları" kaldığını söylüyor: "Şimdi bize kalan sadece dört yıl. Yukarıda ÖSS baskısı var. Lise araya sıkışmış akordiyon gibi zavallı bir eğitim basamağı durumunda." Ünaldı sınava karşı değil. Tam tersine çocukların akademik anlamda daha yüksek standartlara ulaşabilmesi için sınavların olması gerektiğinde hemfikir. Ancak sınavlar pozitif kişilik gelişimi açısından doğru bir üslupta yapıldığı zaman sağlıklı ve yeteneklerini geliştiren bir antrenman olabilir. Yoksa gelişmeyi ve sorgulamayı unutturan bir yarış değil...