Başbakan Tayyip Erdoğan,
"Bazıları felâket tellâllığı yapıyor" diye yakındı ama, işin icabını yerine getirmeyi de ihmal etmedi. Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Başbakan yardımcısı
Nazım Ekren'in başkanlığında toplandı; özel sektörün tavsiyeleri dinlendi. Ekren'in belki en çok kullandığı kelime
"güven" di. Başbakan yardımcısına göre,
Türkiye, ABD ve Avrupa'ya kıyasla çok daha iyi bir konumdaydı. Her şeyden önce, kamu borç stokunun ve bütçe açığının Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı açısından Maastricht kriterlerine uygunluk sağlanmıştı; dolayısıyla
kamu kesimi güçlenmişti.
Finans sektörü de, bankaların sermaye yeterliliği, kredi kalitesi, düzenleme ve denetleme mekanizmasının etkili bir biçimde işleyişi sayesinde sağlam bir yapıya kavuşturulmuştu. Ayrıca, ihracat alanında
Türkiye'nin sahip olduğu sektörel ve bölgesel farklılaşma, büyük işletmelerin yanı sıra küçük ve orta boy işletmelerin de mevcudiyeti,
Türkiye'ye bir rekabet avantajı sağlıyordu.
Ekren,
"Biz iyi durumdayız, yan gelip yatacağız" demedi elbette. Uluslararası krizi ciddiye aldıklarını söyledi. Kamu ve özel sektör arasında
güven iklimini oluşturmak üzere
diyaloga önem verdiklerini de kaydetmeyi unutmadı.
İyi ki, gazetecilerin soru sormalarına müsaade edilmedi. Çünkü, bu ciddi sunuştan gene bir polemik doğabilirdi.
"Efendim siz böyle konuşuyorsunuz ama, üç gün önce başbakan felâket tellâllarından söz etmişti"; "TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ'ın yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?" vs...
Bence gerek terör, gerek
ekonomi açısından ayaküstü konuşmalara paydos demeliyiz. Çünkü, ayaküstü demeçlerden
tedbir değil, sadece
polemik doğuyor.
Yayın tarihi: 21 Ekim 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/21//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.