Tayyip Erdoğan'a
"Ekonomik krizde, Allah'a mı teslim oldun" diye kızanlar var.
"Hamdolsun bize bir şey olmaz" dediği için,
"Tedbir almalısın, bunlar kader kısmet işi değildir" diye başbakanı eleştirenlere rastlıyoruz. Dindar kişiler mutlaka kadere inanır. Ama, kadere inanmak, tedbirsiz davranmak anlamına gelmez elbette.
Ahmet Oskay isimli okurumun gönderdiği hikâyeyi okurken, Tayyip Erdoğan'ı daha iyi anladım diyebilirim.
Sisam Kralı, yeni yaptırdığı bağa üzüm kütüklerini diktirirken acele ediyormuş. Kölelerden biri bitkin düşmüş ve zalim krala,
"Bu acele niye? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki" deyivermiş. Aradan aylar geçmiş, üzümler olgunlaşmış ve o bağın üzümlerinden şarap yapılmış. Kral aynı köleyi çağırmış, elindeki şarabı göstermiş ve
"Hani hiçbir zaman içemeyecektim?" diye sormuş.
Köle şöyle cevap vermiş:
"Gene de içebileceğinizi söyleyemem. Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur." Tam o sırada, kralın adamlarından biri salona girmiş.
"Bir yaban domuzu asmalarınızı çiğniyor" haberini vermiş. Kral bardaktan bir damla dahi içemeden, dışarıya fırlamış. Domuz ona saldırmış ve azı dişleriyle kralın karnını yarıp, ölümüne sebeb olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış.
"Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den, nasip değilse ne gelir elden" sözü de kıssadan hisse olarak bizlere kalmış.
Bugünkü Tüm Yazıları
Nasip... Kısmet ve ekonomi
Yayın tarihi: 19 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/19//haber,F9A69E0990774B7192160C65A4F8E393.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.