Giriş Saati : 14.10.2008 13:38 Güncelleme : 14.10.2008 20:01
Gaziantep Sağlık İl Müdürü Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, kanserde erken teşhisin çok önemli olduğunu belirterek, bulgular erken fark edilebilirse, kanserin iz bırakmadan yok edilebileceğini söyledi.
Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, yaptığı açıklamada, öldürücü olması, bıraktığı sakatlıklar ve tedavideki yüksek maliyetler nedeniyle kanserin, ülke ekonomisi ve iş gücünde ağır kayıplara neden olduğunu, bu yönüyle önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini bu günde koruduğunu ifade etti.
Kanserin her yıl dünyada 10 milyon kişiyi etkilediğini, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2020 yılında her yıl yeni kanser tanısı konan hasta sayısının 17 milyona, 2050 yılında 24 milyona yükseleceğini öngördüğüne dikkat çeken Yıldırım, bu tablonun en trajik yanının ise söz konusu kanser türlerinin 1/3'ünün etkili kanser kontrol programları yürütüldüğünde önlenebilecek nitelikte olduğunu bildirdi.
Türkiye'de en sık rastlanan ilk 10 kanserden 7'sinin tüm kanserlerin neredeyse 2/3'ünü oluşturmakta olduğunu belirten Yıldırım, bunların tamamına yakınının çok ucuz, etkin ve kolay uygulanabilen halk sağlığı yaklaşımları ile önlenebilecek nitelikte olduğuna vurgu yaptı.
Yıldırım, "Ülkemizde halkımızın yüzde 80'i kanseri en önemli sağlık sorunu olarak nitelendirirken, ancak yüzde 2'si kanserin erken belirtilerini, önlenebilme yollarını ve tarama metotlarını bilmektedir. Kanser hastalığı ile mücadelede; sağlıklı beslenme, sigara ve güneş ışınlarından korunma, güvenli su kullanımı, erken teşhis ve tedavi önemli bir yer tutmaktadır. Kadınlarda kansere bağlı ölümlerin ilk sırasında yer alan meme kanserinde erken teşhis ve dolayısıyla kadınların "kendi kendine meme muayenesi" yapma alışkanlığını kazanmaları hayatlarını kurtaracak önemli bir adımdır." diye konuştu.
Yıldırım'ın verdiği bilgilere göre, kanser taramaları erken tanı amacı ile sağlıklı bireylerde hiçbir belirti ve bulgunun olmadığı dönemde yapılan muayene ya da laboratuar incelemelerinden oluşuyor. Taramanın kimlere yapılacağı konusu ise, hangi hastalık için tarama yapılıyorsa o hastalık için risk taşıyan yaş ve cinsteki bireyler dikkate alınarak karar veriliyor. Erken tanı konması, kanser tedavisinin başarılı olma şansını artırıyor.
Meme kanseri için memede kitle; rahim ağzı kanseri için menopoz sonrası veya cinsel ilişki sonrası kanama; kalın bağırsak kanseri için dışkıda kan; cilt kanseri için deri de ülser veya şekil ve renk değiştiren cilt lekeleri; gırtlak kanseri için iki haftayı geçen ses kısıklığı; erken uyarıcı nitelikte belirtiler. Yıldırım, toplumun bu bulgular için uyanık olması durumunda ilgili kanserlerin iz bırakmaksızın yok edilmesinin mümkün olabileceğini ifade ediyor.
Yıldırım, tarama ile önlenebilecek meme, rahim ağzı ve kolon-rektum kanserlerinin Avrupa Birliği ülkeleri ulusal kanser kontrol programlarına entegre edildiği ve bu ülkelerin konudaki deneyimlerinden yola çıkılarak; Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı tarafından Türkiye'de meme ve rahim ağzı kanserlerinin taramaları için ulusal standartların belirlendiğini hatırlattı.
Yıldırım, şöyle devam etti: "Kolorektal kanserler için tarama standartları üzerine ise çalışılıyor. Taramaların her ilde en az bir Kanser Erken Tanı/ Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) açılarak meme ve rahim ağzı kanserlerinin fırsatçı taramalarına aktif olarak başlandı ve bazı illerimizde ise daha da ileri adımlar atılarak toplum tabanlı pilot tarama programları gerçekleştirildi.
Ülkemizde kanser nedeni ile her yıl yaklaşık 90 bin kişi yaşamını kaybediyor. Kanser kontrolüne çok daha önem verilerek bu ay içinde meme kanseri bilinçlendirme etkinlikleri düzenliyoruz. Kanser hastalığı ve belirtileri, kendi kendine meme muayenesi, erken tanı ve tarama programı konularında sağlık personeli ve halka yönelik eğitim çalışmaları yıl boyunca devam edecek."