Giriş Saati : 14.10.2008 11:01 Güncelleme : 14.10.2008 17:52
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, Türkiye'nin bölgesinde, ekonomik ve siyasi istikrar açısından önemli bir ülke olduğunu söyledi.
Robert Zoellick, Dünya Bankası -IMF Sonbahar toplantıları çerçevesinde yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, bölgesinde istikrara yönelik çok önemli girişimlerde bulunduğunu ve bu konuda başarılı da olduğunu kaydetti. Zoellick, Türkiye'nin konumu itibarıyla stratejik öneme sahip bir ülke olduğunu da vurguladı.
YAPISAL REFORMLAR BAŞARILI
Türkiye'nin, son yıllarda önemli bir ekonomik dönüşüm sağladığını belirten Zoellick, özellikle mali sektörde gerçekleştirdiği yapısal reformlar nedeniyle, sağlam ve dayanıklı bir finansal sisteme sahip olduğunu söyledi.
Zoellick, Türkiye'nin, yapısal reformlardaki başarısı nedeniyle, Dünya Bankası'nın gerekli teknik ve mali desteği verdiğini, bu desteğin, yapısal reformların uygulanmasını kolaylaştıracağını vurguladı.
DÜNYA BANKASI, EN ÇOK PROGRAM KREDİSİNİ TÜRKİYE'YE KULLANDIRIYOR
Edinilen bilgiye göre, Dünya Bankası, yıllık bazda, dünyadaki en büyük miktardaki program kredisini Türkiye'ye kullandırıyor. Yetkililer, Türkiye'nin bu miktarda bir kredi alabilmesinde, daha önce aldığı proje ve program kredilerindeki başarısının önemli rol oynadığını vurguluyorlar.
Dünya Bankası'ndan 6,2 milyar dolar kredi alan Türkiye, bu yıl da 2,7 milyar dolarlık bir program kredisi almayı planlıyor.
Dünya Bankası ile yürütülen ve 2008-2011 yıllarını kapsayan 6,2 milyar ABD doları tutarındaki Ülke İşbirliği Stratejisi kapsamında 2008 yılı içinde Dünya Bankası'ndan proje finansmanı amacıyla sağlanan kredilerin tutarı 800 milyon ABD dolarına ulaştı.
Bütçe finansmanında kullanılmak üzere 2008 yılında sağlanan program kredisi tutarı ise 400 milyon ABD doları oldu. Yıl sonuna kadar Banka'dan bütçe finansmanında kullanılmak üzere 1,3 milyar ABD doları tutarında program kredisi sağlanacak.
Ayrıca, 2008 yılı sonuna kadar Dünya Bankasından KOBİ'lerin finansman ihtiyaçları için kullanılmak üzere Hazine garantisi altında 150 milyon ABD doları tutarında bir proje kredisi sağlanması planlanıyor. Böylece, ülke işbirliği stratejisi kapsamında Dünya Bankası;ndan 2008 yılı içinde sağlanacak finansman tutarının 2,7 milyar dolar olacak.
Banka, reform uygulama performansını yeterli bulmadığı ülkelere yeterli miktarda program ve proje kredisi vermiyor.
Program kredileri, proje kredilerine göre daha zor koşullarda alınan krediler olarak biliniyor.
TÜRKİYE, YENİ G-7 ÜLKELER GRUBUNA GİREBİLİR
Bu arada Türkiye'nin, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick tarafından G-7'lere ilave olarak önerilen yedi üyeli yeni gruba katılma şansı bulunduğu öğrenildi.
Zoellick'in, yeni önerdiği yedi ülkenin oluşturacağı grubun üyelerinin sabit olmayacağı ve performansa göre, dünya ekonomisinde önemli rol oynayan ülkelerin de, bu ''dünya ekonomisini yönlendirme grubu'' çerçevesinde bulunan ülkelere dahil olabileceğini söylediği belirtiliyor.
Yetkililer, Türkiye'nin de stratejik önemi itibarıyla, değişimli olarak faaliyet gösterecek olan bu girişime dahil edilebileceğine dikkat çekiyorlar. Zoellick, küresel finansal krizin, diğer gelişmekte olan ülkelerin de küresel ekonomik kararlara dahil olması gerektiğini gösterdiğini belirtti.
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, en çok sanayileşmiş 7 ülkeden kurulu G-7'nin artık işe yaramadığını savunarak, bunun yerine, içinde 7 önemli gelişmekte olan ülkenin de bulunduğu yeni bir örgütün oluşturulmasını önermişti.
Robert Zoellick, yaptığı konuşmada, dünya ekonomisine yön vermesini önerdiği yeni örgütte yer alacak G-7'ye ek olarak 7 ülke olarak Çin, Hindistan, Rusya, Suudi Arabistan, Brezilya, Meksika ve Güney Afrika;yı saymıştı.
ABD'deki finans krizinin, G-7'den daha fazla sayıda ülke arasında daha fazla işbirliğini gerektirdiğini anlatan Zoellick, ''G-7 işe yaramıyor. Değişik bir zamanda, yeni bir gruba ihtiyacımız var'' şeklinde konuşmuştu. G-7, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Kanada;dan oluşuyor.
Zoellick, yeni girişimin, ülkelerin kamusal ve özel kurumların güçlerinin birleştirilmesiyle çok güçlü bir yapının oluşacağını söylemişti. Zoellick, önerdiği grubun oluşturulması durumunda bunun, dünyanın gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 70'ini oluşturacağına da dikkat çekmişti.
Zoellick, bu grubun düzenli aralıklarla toplanmasını ve ortaya çıkan yeni küresel ekonomik sorunları belirleyen ve çözümler öneren IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği yapması gerektiğini de kaydetmişti.
Türk yetkililerin, dünyanın en önde gelen canlı ekonomilerinden olan, G20 içinde aktif bir durumda bulunan ve IMF tarafından da kotası artırılan Türkiye'nin de böyle bir girişim içinde yer alması yönündeki itirazı, gelişmiş ülke statüsüne yeni yükselen Güney Kore tarafından da desteklendi. Güney Kore'nin, G20'nin, yeni bir oluşum yerine, daha aktif bir grup olarak çalışmasını ya da Türkiye'nin bu yeni irişim içinde bulunması gerektiği görüşünde olduğu belirtiliyor.