Giriş Saati : 09.10.2008 11:59 Güncelleme : 09.10.2008 23:45
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Hakikaten bir ekonomik kriz... Bu artık bir finansal kriz değil. İş dünyası olarak oldukça tedirginiz" dedi.
Yalçındağ, Çek Cumhuriyeti Başbakanı Milek Topolanek ve beraberindeki hükümet yetkilileriyle bir araya geldiği görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Çek Cumhuriyetinin ocak 2009'da AB'nin dönem başkanı olacağını, bu kapsamda kendileri için önemli bir ülke olduğunu söyledi.
"TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ MUAZZAM BORÇLU"
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, küresel mali krizin önümüzdeki süreçte Türkiye'ye etkisinin nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine de, "Kriz etkileyecek. Hakikaten bir ekonomik kriz... Bu artık bir finansal kriz değil. İş dünyası olarak oldukça tedirginiz. Dünyadaki bu sallantının Türkiye'yi etkilemeyeceğini söylemek olacak şey değil" diye konuştu. Türkiye'de bankacılık sektörünün dünyadaki birçok ülkeye göre çok daha sağlam temeller üzerine oturduğunu, 2001 krizinden sonra yeni denetlemeler ve düzenlemeler geldiğini, çok daha kurallara bağlı olduğunu anlatan Yalçındağ, şunları kaydetti:
"Bir çok türev enstrümanlar burada, bizim bankacılık, finans sektörümüzde henüz faaliyete geçmediği için bunun avantajını yaşamaktayız. Bankalarımızın sermaye rasyoları yüksek. Bunlar doğru... Ancak şu da doğru ki; dünya bir daralmaya gidiyor, küçülecek. Dolayısıyla ihracatımıza gelen talep düşecek. Türk özel sektörü muazzam borçlu. Bu borcu nasıl ödeyeceğiz. Bütün bunlar, bu daralmanın Türkiye'de de şiddetle yaşanacağını söylüyor. Ve bu hakikaten bizi çok tedirgin ediyor"
TÜSİAD olarak, bugüne kadar son derece sorumlu, sağduyulu ve sakin davrandıklarını düşündüğünü, uzun süredir her türlü uyarıları büyük bir sorumluluk ve sağduyu ile yaptıklarını belirten Yalçındağ, bir endişeye, güven erozyonuna izin vermemek için sorumlu davrandıklarını ancak artık bugün yönetimdekilerin bu işi çok daha fazla ciddiye alması gerektiğini kaydetti.
"BU İŞİN ÇOK CİDDİYETLE ELE ALINMASI LAZIMDI ASLINDA"
Yalçındağ, şöyle devam etti: "Çünkü bakın, ekonomik daralma demek, işsizlik demek, refah payımızın düşmesi demek. Türkiye 70 milyonuyla geçtiğimiz şu son birkaç yılda dünyadaki olumlu gidişattan, evet iyi etkilendi. Biraz başımızı kaldırdık ama bu kadar genç nüfusumuz var, işsizlik zaten Türkiye'de bir sorun... Özel sektör tasarruf tedbirlerini almaya başladı. Haklı... Nasıl bu borcu çevirecek? Zaten ciddi bir cari açığımız var. Evet, petrol fiyatları düşecek ama ihracatımız da düşecek. Bizim en büyük ihracatımız Avrupa'ya... Bakın orası da daralıyor. Bütün Güney Asya aynı şekilde bir sallantıdan geçiyor. Yani bu işin çok ciddiyetle ele alınması lazım. Lazımdı aslında... Yani bugün bunu açık kalplilikle söyleyebileceğimizi düşünüyorum. Dediğim gibi biz son derece sağduyulu ve sorumlu davrandık. Hiçbir zaman felaket tellallığı yapmadık. Ama her zaman da söyledik; 'Lütfen şu reformları yapalım, vakit kaybediyoruz. Daha kuvvetli, daha dirençli girelim'." Bu arada, kahvaltılı toplantıda Yalçındağ'ın yanı sıra TÜSİAD heyetinden Pekin Baran, Ümit Boyner ve Cem Duna da yer aldı.