WASHINGTON Bu aralar konuştuğum bütün Demokratların keyfi pek bir yerinde. Zira artık
Barack Obama Beyaz Saray'a çok yakın. Oysa daha üç hafta öncesine kadar işler hep
McCain'in istediği yönde gidiyordu. McCain'e yarayan dış politika ve ulusal güvenlik konuları ön plandaydı. Mc Cain her konuşmasında Irak'ta işlerin daha iyi gittiğinden bahsediyor ve Obama'yı tecrübesizle suçluyordu. Üstüne üstlük ağustos ayında Rusya Gürcistan'a girince McCain daha da şahlanmıştı. Ne de olsa artık Amerika'ya, Rusya ile sert konuşacak, soğuk savaşı iliklerinde hissetmiş bir başkan gerekiyordu.
Ama şu son iki hafta içinde McCain'in bütün hesapları altüst oldu. Zira Amerika artık ekonomik kriz dışında bir konu konuşmuyor. Dış politika konuları adeta rafa kaldırıldı.
Finansal krizin boyutları ekonomiden hiç anlamayan McCain'i adeta şaşkına çevirdi. Mc Cain birden panikledi ve halka popülist mesajlar vermek amacıyla acemice hatalar yapmaya başladı. Önce kampanyasına ara verdiğini açıkladı. Kriz döneminde siyasi kampanya vatanseverliğe sığmaz gibi saçma sapan popülist bir tez ortaya attı. Hızını alamayıp Obama ile televizyonda konuşmayı bile reddetti ama son anda korkak durumuna düşmemek için karar değiştirdi.
Obama ise bütün bu süreç içinde son derece soğukkanlı davrandı. Ülkeyi panik içine sokmadı. Geçmişte yapılan ekonomik hataları Bush yönetiminin sorumsuz mali polikalarına bağladı.
Sonuç olarak Obama bugün başkanlığa çok yakın. Seçimlere artık sadece bir ay kaldı ve birçok kritik eyalette, hatta çok önemli olan Florida'da bile Demokratlar önde gidiyor.
"Türkiye soğukkanlı olmalı" Bu durumda
Türkiye artık kendini hızla yeni Obama yönetimine hazırlamalı. Türk halkı zaten Obama'ya sempati duyuyor. Ama acaba Ankara Obama ve
Biden konusunda önyargılarından kurtuldu mu? Burası tam bilinmiyor. Peki Ankara neden Obama'dan çekiniyor? Kısaca tartışalım. Her şeyden önce Obama
"Ermeni dostu" olarak biliniyor. Obama'nın kampanya sürecinde diasporaya vermiş olduğu sözler var. Bu nedenle Ankara büyük bir Obama korkusu yaşanıyor. Hadi koskoca
Türkiye Cumhuriyeti'nin süpergüç ABD ile bütün ilişkilerini sadece ve sadece Ermeni meselesine bakarak değerlendiriyor olmasındaki tuhaflığı bir köşeye koyalım.
Türkiye'nin yapacağı en önemli şey sinirli, suçlu ve sabıkalı bir çoçuk gibi davranmak yerine soğukkanlı olmak. Soykırım tartışmaları siyasi bir boşluk içinde yapılmıyor.
Türkiye'nin ve Obama'nın siyasi vizyonu bu soykırım meselinde konunun nereye gideceğini belirleyecek ana unsurlardır.
Obama başkan olduktan sonra Clinton gibi karar değiştirebilir. Ama değiştirmese bile
Türkiye Ermenistan ile siyasi diyaloğunu geliştirdikçe zaten soykırım meselesi kendiliğinden kabuk değiştirecektir. Unutmayalım ki bu konuda çözüm tarih komisyonlarında filan bulunamaz. Mesele hem Ermenistan, hem
Türkiye, hem de ABD açısından siyasidir.
Dolayısıyla çözüm de ancak diplomatik ve siyasi açılımlar sayesinde bulunacaktır. Bu nedenle korkak değil, cesur ve barışcıl olmakta sonsuz yarar var. Kısacası reçete belli : Erivan ile diyaloğa devam.
Tabii bu arada Ankara Obama'ya sadece Ermeni meselesi penceresinden bakmamayı da öğrenmeli. Unutmayalım ki Obama'nın alternatifi Mc Cain neokonların ilk göz ağrısıydı.
McCain 2000 yılında Bush'a karşı kendi partisinin ön seçimlerinde mücadele verirken yanındaki bütün dış politika danışmanları neokondu. Bush ve
Condoleezza Rice onların gözünde realist okuldan gelen, Irak ve İran konusunda temkinli isimlerdi.
Bugün aynı neokon kadro gene McCain'in yanında ve savaş çığırtkanlığı yapmaya devam ediyor.Ankara kendine basit sorular sormalı. İran ile savaşacak bir Washington lehimize mi? Rusya ile Amerika arasında askeri gerginlik Ankara'ya yarar mı? Suriye ve İran ile masaya oturacak bir Washington tercihimiz değil mi? Avrupa ile ilişkileri düzelmiş bir Washington, Ankara için daha etkili lobi yapamaz mı? Bütün bu sorularda cevap belli. Obama Ankara için daha iyi seçim. Yeter ki dünyaya daha geniş ve demokrat bir çerçeveden bakalım.
Yayın tarihi: 6 Ekim 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/06//haber,A635E924F3AD4F87B14F83EBD19AFFC2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.