kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Ankara'nın kriz yönetim stratejisi

Türkiye, şehitlerine ağlıyor. Terör belası yüzünden kaybedilen canlar, harcanan yüz milyarlarca dolar. 25 yıldır ödenen bu ağır bedeli seve seve ödeyen halk artık başka acılar istemiyor. Böylesi sancılı bir ortamda küresel mali krizin baskısını giderek hissetmeye başlayan ekonomi yönetimi iki kritik alana odaklanmış durumda; Finansal sektör ve şirketlerin dış borç stoku.
Bankacılık alanında şimdilik sorun görünmüyor. Ancak, Başbakan Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta yapılan TL tanıtım toplantısında "öncü sinyali" verince piyasa aktörlerinde haliyle merak uyandı. Başbakan, ilk ağızdan "çekle ödemeler, kredi kartları, tüketici kredileri ve bankamatiklerle" ilgili önlem paketinden söz edince, bürokratlar da kısa bir süre şaşkınlık yaşadı. Zira ne Merkez Bankası'nda ne de BDDK'da bir hazırlık vardı. Her iki kurumdan da "acil kodlu" bilgi istenmiş değildi. Peki, o zaman önlem vurgusuna neden gerek duyuldu? Bu sorunun yanıtı, bayramda gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısında gizli. O toplantıda bazı bakanların, karşılıksız çek, kredi kartlarında tıkanma, tüketici kredilerinde aksama riskinden söz ettiği anlaşılıyor. Daha doğrusu, ticareti ve sade vatandaşın günlük hayatını yakından ilgilendiren ödeme sistemlerindeki aksamanın, mali dengeleri bozabileceği konuşuluyor. "Önlem" ihtiyacı ise "testi kırılmadan yol gösterilmesi"nde düğümleniyor. Aslında bir tür "yakın izleme"den bahsediliyor. Tabii, atılacak ileri adımlara yönelik formüller de yok değil. Örneğin, Türkiye'de çekler "vadeli" olarak düzenleniyor. Çek, ibraz edildiğinde ödenmesi gereken bir kıymet. Ama piyasa çeki, aylık vadelere göre yazıyor. Vadelere uyuluyor. Lakin, ekonomide büyümenin yavaşladığı dönemlerde vadeli çeklerde geri dönmeme oranı artıyor. Bu yüzden vadeli çek keşide edilmesi kısıtlanabilir. Tüketici kredisi kullanımını caydırıcı idari kararlar alınabilir. Bankamatiklerden nakit çekimine yeni tavan getirilebilir. Bütün bunlar fikir jimnastiğinden ibaret olsa da pro-aktif yönetim tarzının da yansıması.
Önümüzdeki dönem Nazım Ekren, ekonomi bürokrasisi ve finans sektörü ile anlık bilgi paylaşımına girecek. Ekren'in, koordinatör kimliğinden çok icraatçı ve radikal karar aldıran kimliği daha çok sorgulanacak.