- Televizyonda yarım bıraktığınız son şov programınız Hacıyatmaz'ı hâlâ 'felaket' olarak mı hatırlıyorsunuz gerçekten? - Ben seyircimi YouTube'dan, ekşisözlükten takip ederim. Hacıyatmaz'ı bana ekşisözlük bıraktırdı. Hakkımda çıkan yorumlara baktım, hepsi 'perfect' (mükemmel). Hacıyatmaz yazıp baktım, yıkılıyor, berbat. Ben de etrafıma, "Yahu bakın kötü bir şey yapıyoruz. Bu malı istemiyorlar," diyorum. Müşteri orada. Ekşisözlük de dinamiklerden biri oldu yani...
- Okan Bayülgen gibi hırslı bir yapımcıdan kaçmayı nasıl başardınız? - Okan iyidir ya, hayalperestim benim... Yapımcılık falan öyle ticari düşünen bir adam değil. Hayalinin peşinden giden bir insan. Benimle ilgili de çok hayali vardı. Ben isteseydim onun hayalini de gerçekleştirirdim. Fakat bir şey oturmadı. Ben orada konuk olacak bir adamım, aynı anda sunmayı başaramıyorum. O Okan'ın, Beyaz'ın işi... Kendi gösterime yüklendim, o daha iyi oldu. Herkes işini yapsın. Bir de hayalimiz farklıydı: Dijital karakterler yapacaktık, soruları onlar soracaktı ama olmadı. Türkiye'de konuk ayarlamak hep son dakikaya kalıyordu, ben de konuk ağırlayan bir talkshowcu durumuna düştüm. Ben gerçekten merak etmediğim bir şeyi karşımdakine nasıl sorabilirim? Gerçekten istersem sorarım..
- Fatih Terim'i merak edip röportaj bile yaptınız... - Evet, merak ettim çünkü hoca benim sevdiğim adamlardan biridir Türkiye'de. Ama herkesi merak etmiyorum ki... O iş en azından merak ediyormuş gibi gözükmeyi gerektiriyor, ama ben merak ediyormuş gibi gözükemem. Sahnede eğlenmeden eğlendirebilirsin, ama televizyonda yapamazsın.
Yayın tarihi: 21 Eylül 2008, Pazar Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/21/pz/haber,B4B136167B85465DA2A9F700C2D4EF45.html Tüm hakları saklıdır.