Bu hafta gazetelerde "İşte ilk kadın!" diye bir fotoğraf yayımlandı, görmüşsünüzdür.
Kızıl-sarı saçlı, yeşil gözlü, çenesiz, geniş ufak burunlu, dolgun bir teyze! "İlkel kadının resmi!" olarak lanse edilen fotoğraf, aslında
National Geographic dergisindeki yazının tam olarak okunmadığını gösteriyor. Fotoğraftaki kızıl saçlı, dolgun teyze, bizim atalarımızın değil, çağdaş insan kabul edilen ve Afrika'dan Avrasya'ya yayılan daha zeki türün baskınlığı sonucu nesli tükenen Neandertallerin örneği. Kemik ve DNA örnekleriyle tahmini olarak bir araya getirilmiş ve bazısının kızıl saçlı, açık tenli ve çilli olduğu ortaya çıkmış, Neandertal kadının maketi! Ve enteresan ama tükenmiş bir tür olmasına, beyninin az gelişmişliğine rağmen, azıcık makyaj, iyi bir fön, bir dudak estetiğiyle, neredeyse İzlandalı şarkıcı Björk'ün teyzesi olduğuna inanabileceğimiz bir hanım! Deniliyor ki bu Neandertallerin bir kısmı, kuzey bölgelere göç ettiğinde güneş eksikliği hissetmiş ve günışığından daha çok faydalanmak için, nesillerden nesillere ten ve saç rengi açılmış.
Görünüşe bakılırsa çağdaş insan da Afrika'dan buralara geldiğinde, binbir çeşit iklim ve coğrafya şartına ayak uydurmuş ve ortaya o Neandertal kadından çok farklı çeşitler çıkmış! Arada bir yerde nedense film kopuyor. Yani her ırkın kendi iklim ve beslenme şartlarına ayak uydurmak için nesillerden nesillere tip değiştirdiği yüzyıllardan çok çok sonra, ne oldu da bütün dünya İskandinav ve batı Avrupalılara benzemek için, bu defa bıçak altına yatarak tip değiştirmeye başladı? Mesela, aslında bir pigment eksikliği ve bir tür defo sayılabilecek mavi göz, neden bir güzellik belirtisi ve insanlar niye bu pigment eksikliği yaşayan ırkları andırmak için yapay lensler kullanıyorlar? Kemerli, kemikli burunların elbette bir hikmeti varken, (ki bugün henüz ne olduğunu bilmiyoruz, belki koku almakla ilgili bir üstünlük, ne bileyim avlanırken veya güzel kokulu meyve ve bitkileri bulurken bir avantajdı!), neden bugün benim ırkımdan gelen insanların çoğu, özellikle de dişi ve şehirliyse çatur çutur burunlarını kırdırıyorlar? Kuzeyli kadınların minik, hokka gibi burunları var çünkü! Neden koyu ırklar tenlerini açmak için ilaçlara, saçlarını sarartmak için boyalara, gözlerini mavileştirmek için lenslere, hatta burunlarını hokka yapmak için ciddi ameliyatlara gerek duyuyorlar?
National Geographic dergisinde, ilginç bir bulgu ve onun üzerine kurulmuş bir teoriden bahsediliyor. Daha az gelişmiş Neandertal insan, Afrika'dan göç eden ve 'daha geç ergenlik, daha geç çiftleşme, toplumsal hayat, işbölümü, dil ve sözcüklerle ilgili çeşitlilik' gibi sebeplerden daha zeki ve sofistike hale geldiği söylenen çağdaş insanla aynı dönemde, yakın bölgelerde yaşamış aslında. Fakat bütün bilim adamlarının birleştiği konu, insan türlerinin o dönem, zannedildiğinden daha az barışçıl olduğu ve iki türün arasında savaşıp, daha gelişmişin, gelişmemişi yok ettiği.
Burada ilginç olan, güney Fransa'da bir mağarada bulunan Neandertal kemikler ve yanındaki takılar. Daha önce sadece çağdaş insanla özdeşleştirilen delinmiş hayvan dişleri ve fildişi yüzük gibi aksesuarlar, o kültür ve gelişmişlik, hatta teknik bilgi seviyesinde olmayan Neandertallerin mağarasında ne arıyor? Birçok bilim adamı, bunun asla bir tesadüf olamayacağı görüşünde.
Bulguları az gelişmiş Neandertellerin, gelişmiş çağdaş insanın atalarının kullandığı bu aksesuarları taklit edip takarak, onlara benzemeye çalışma, daha üstün türün kendilerini yok etmeden kısa zaman önce önce yaptıkları 'biçimsel öykünme davranışı' olduğunu söylüyor! Parallellik kurmaya çalışmıyorum ama daha az gelişmişin, daha gelişmişe, güçsüzün güçlüye, şekil olarak öykünmesi tarihinin bu kadar eski olduğu aklınıza gelir miydi? Üstelik bilinen en az gelişmiş insan türü diye tanımlanan Neandertal kadın, biz koyu tenli, ince kemikli, kemerli burunlu, ince dudaklı Akdenizli ve Ortadoğululardan çok, Kuzey Avrupalıları andırırken...
Yayın tarihi: 21 Eylül 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/21/pz/birsel.html
Tüm hakları saklıdır.