kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
14 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MAHMUT ÖVÜR

Haberim 'siyaset' için bekletildi

Başbakan Erdoğan'la medya patronu Aydın Doğan arasındaki kavga, medyayla ilgili iki temel soruyu yeniden tartışma konusu yaptı.
Bir: Acaba patronun işi için hazır olan haber bir süre bekletilir mi?
İki: Medya gücü, patronun çıkarlarına göre ekonomiyi manipüle edecek, siyaseti yönlendirecek biçimde kullanıldı mı?
Medyada görev yapan veya gazeteleri iyi okuyan aklı başında hiç kimse, Türkiye'de bu iki soruya da "Hayır" cevabı vermez, veremez.
Onlarca örneği yaşandı, halen de yaşanıyor. Ve biliyoruz ki, Türkiye'deki medyanın dünü de bugünü de bu iki soru açısından çok kirli.
Şimdi buraya bir nokta koyup 15 yıl önceye gidelim.
Yıl 1993. Mekan daha yeni kurulan Kanal 6 televizyonu. O televizyonda muhabirlik yapıyorum. Sahibi de rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal ...
Zaten anlatacağım olay da dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 17 Nisan 1993'te vefat etmesi nedeniyle yaşandı.
Özal vefat edince bir süre sonra dönemin Başbakanı Demirel cumhurbaşkanı oldu. Bu durumda DYP genel başkanlığına kimin seçileceği Türkiye'nin önemli tartışma konularından biriydi.
En güçlü ve popüler isim ise dönemin Ekonomi Bakanı Prof. Dr. Tansu Çiller'di.
Ama başka adaylar da vardı. "İsmet Abi" formülüyle İsmet Sezgin ve bugünün Meclis Başkanı Köksal Toptan da Çiller'in karşısında adaydı.
DYP içindeki bu yarıştan aylar önce daha Tansu Çiller bakanken Kilyos'taki arsalarıyla ilgili bir haber yapmıştım.
Tam da bugün tartışılan "imar rantı" yla ilgili bir haberdi. Sarıyer Belediyesi Çiller'lere imar açısından önemli avantajlar sağlıyordu.
Haberi yapıp teslim ettim. O zaman haberin başında sevgili Arda Uskan, kanalın başında ise Mehmet Turan Akköprülü vardı. Bir süre bekledim ama benim haberden bir haber yok. Yayınlanmıyor. Sorduğumda verilen cevap hep aynıydı:
"Haber çok güzel, merak etme yayınlayacağız..."

Özal telefon açtı
Aradan sanıyorum 4 ay geçti. O sıralarda DYP'de büyük kongre süreci başlamıştı. İşte tam o günlerden birinde benim haberin yayınlanacağı söylendi. İşin içinde bir iş olduğunu fark ettim ama benim için önemli olan haberimin yayınlanmasıydı.
Gün boyu televizyondan altyazılar geçti. Ve akşam ana haberde haber yayınlandı. Ortalık karıştı. Haberde, DYP Genel Başkanlığı'na aday olan Çiller'in çok ciddi boyutta imar rantı elde edeceği ileri sürülüyordu.
O gece haber bir kez daha tekrar edilecekti. Ama ana haberden sonra gelen bir telefon her şeyi değiştirdi. Telefon eden rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'dı.
Semra Özal, Çiller aleyhine yapılan haberin yayından kaldırılmasını istiyordu. Ve haber durduruldu. Ertesi sabah Kanal 6 Haber'in başında olan Arda Uskan ve iki yardımcısı işten atıldı. Ben de bir hafta sonra istifa ettim.
Düşünebiliyor musunuz, benim yaptığım bir imar haberi 4-5 ay bekletiliyor ve bir kongre sürecinde devreye sokuluyor.
Niçin?
Çok açık, siyaseti yönlendirmek için. Eminim Ahmet Özal bu kararı kimlerle aldığını iyi hatırlıyor. O günlerde öğrendiğim kadarıyla bu haberin arkasında Cavit Çağlar vardı.
Haber parti içinde yönetimi ele geçirmek için yürütülen operasyonun bir parçası olarak kullanıldı ve olan bize oldu işimizden olduk. Çiller, o habere rağmen önce DYP Genel Başkanı, sonra da bildiğiniz gibi başbakan oldu.
Ben bu tür haberlere tanık olan bir gazeteci olarak, siyasetçiden çok medyanın tavrına bakarım. Bizim işimiz doğru eksende, toplumun çıkarlarına uygun, araştıran, sorgulayan haber yapmaktır.
Peki, yapmıyor muyuz?
Çok az böyle haber yaptığımıza inanıyorum. Bu yüzden de siyasetçiye diyecek fazla sözüm yok.
Sözü varmış gibi yapanları da samimi bulmuyorum.
Önce kendimize bakalım.