İlanı Yeni Asır'da gördüm.. "Beyhan Hür (1956-2006)
Sevgili Karıcığım,
İlk tanıştığım günden, SENİ kaybedinceye kadar;
İşe giderken aceleden, işten eve geldiğimde yorgunluktan SENİNLE yeterince ilgilenmediğime,
Sözleştiğimiz saatlere uymayarak SENİ beklettiğim zamana, SEN konuşurken konuyu sonuna kadar dinlemeden sözünü kestiğime,
Doğum ve evlenme yıldönümü kutlamalarının çoğunu 'daha sonra' diyerek, SENİN hazırlıklarını dikkate almadan ertelediğime, SANA zaman zaman ters ters baktığıma,
Kaşlarımı çatarak hiddetlenip SENİ ürperttiğime,
Özel ilgi beklediğin an ve zamanları fark etmediğime, umursamadığıma,
Hamilelik ve rahatsız olduğun dönemlerde yeterli ilgi ve şefkati SENDEN esirgediğime,
Bayramlarda ve özel günlerde SENİN arkadaş ve akrabalarına benden yapmamı beklediğin kadarını yapmadığıma,
Benim iyiliğim, mutluluğum, sağlığım için dikkatin, itinan ve fedakârlıklarına yeterince teşekkür etmediğime,
Aslında SANA içimdeki SEVGİMİ yeterince haykırırcasına hissettirmediğime, Seni doya doya sevmeyi ertelediğime PİŞMANIM.
Allah'tan rahmet diliyorum, nur içinde ol!.
Kocan M. Cihangir Hür
(Benim pişmanlıklarımı bu yazıyı okuyanların duymaması için, eşlerin birbirine yeterince ilgi göstermelerini ve benim eşime rahmet dileyip Fatiha okumalarını dilerim.)
İlanı okurken babamı hatırladım.. Annemin öldüğü geceki babamı..
Öylesi derin bir ızdırap içindeydi ki, annemi unutup onun peşine düşmüş, eve doktorlar yığmıştık, babamın en yakın dostlarının yanında.. Ama teselli kabul etmiyordu. Kalbi vardı, her an onu da kaybedebilirdik. Doktorlar aralarında fısıldaşıp uyumasına karar verdiler. Bir iğne yaptılar.. Babam hissetti. Baş parmağının tırnağını ortasından kırdı ki, o müthiş sancı uyumasını engellesin..
Üstelik annemin son günlerini yaşadığını aylardan beri biliyordu, hazırlıklıydı..
"Bu nasıl bir sevgidir" diye düşündüm önce.. Sonra inanır mısınız, içimde bir öfke de kıpırdadı..
Yanına gidip "Baba, annemi bu kadar seviyordun da, yaşarken kendisine niye göstermedin" demek geldi içimden..
"Erkek adam duygularını saklar!.." Anadolu erkeğinin geleneğidir bu.. Babam, hele de Çerkes delikanlısı Fuat öyle büyümüştü.. Biz de öyle büyüdük..
Ölesiye sev.. Ama ölesiye renk verme.. Bırak anlayan anlasın!..
Oysa sevgiyi söylemek, sevgiyi göstermek, sevdiğini sevgi denizinde boğmak, sevginin kendisi kadar güzel, sevginin kendisi kadar kutsal!.. "Seni seviyorum" demenin, diyeni, denilenden daha çok mutlu ettiğini öğrendiğimde yaşım kırkı geçmişti, ne yazık ki!..
Hepimiz öğrenmeliyiz.. Ölüm ilanlarını beklemeden!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Bir ölüm ilanının düşündürdükleri!..
Yayın tarihi: 14 Eylül 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/14//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.