Üff ne acayip günlerdi onlar. Nazire bir tarafta, Deniz bir tarafta, Hüsnü ise iki arada bir derede... Magazin basınımızın Ergenekon'uydu belki de. Her gün bir başka iddia, her gün bir başka telefon görüşmesi kayıtları çıkardı ortaya... Ben bu üçlemede Deniz Seki'nin 'aşkının' tarafını tutmuştum. Hatta Esra Ceyhan'ın programına konuk olduğumda Nazire Hanım canlı yayına bağlanıp; ben, Deniz, o ve Hüsnü'nün bir araya gelmesini önermişti. Bu görüşme o günlerde gerçekleşmedi. Ama sonra buluşmuşlar üçü...
TU KAKA MUAMELESİ
Deniz Seki'nin geçirdiği kötü günlere, işsiz kalmalarına, maddi sıkıntılarına tanık oldum geçtiğimiz bir yıl. Ama aşkından vazgeçmeyişi, enerjisini yeni albümüne kanalize etmesi hep saygı uyandırdı bende. Bakmayın, Nazire ne kadar kaybettiyse Deniz de o kadar kaybetti. En basiti, önemli birkaç
televizyon kanalı Deniz Seki'nin kanallarında program yapması fikrine 'evli bir erkekle beraber olduğu' savıyla hiç de sıcak bakmıyorlar. Yani Hüsnü'yü baştacı yaparken, Deniz'e 'tu-kaka' muamelesi yapacak kadar şahaneler... Ama önceki gün Hürriyet'in birinci sayfasında Deniz Seki röportajının anonsunda yine Nazire fotoğrafı görüp, Deniz'in Nazire ile Hüsnü'ye gittiği açıklamalarını görünce; kaynar sular boşandı başımdan. En olmayacak şeyi yaptı Seki! Hayatının kurtuluşu, sıkıntılardan çıkış yolu olarak gördüğü albümü için verdiği röportajı, 'Nazire Şov'a çevirdi.
SAKINCA GÖRMEDİ
Nazire'nin açıklamadığı belki mahrem bir görüşmeyi deşifre etti. Aklında ne vardı bilemiyorum ama çok yanlış yaptı. Herkesi, her şeyi affettiğini, hiçbir şeyden pişman olmadığı 15 şarkı boyunca yeni albümünde haykıran Seki, kendi klişesine düşmekte bir sakınca görmedi. Yeni albüm tanıtımı için verilen röportaja da bir Nazire fotoğrafı ekletmeyi başardı! İyi kötü sönmeye yüz tutmuş bir yangının külünü yakıp geçti. Hiç yakışmadı...
Bugünkü Tüm Yazıları
Deniz Seki yanlış yolda...
Yayın tarihi: 2 Eylül 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/02/gny/gulsan.html
Tüm hakları saklıdır.