*
Bürokrasinin Rumlara bakış açısı nasıl ki?
Hükümette bulanan siyaset adamı arkadaşlarım var; hepsi ufku açık insanlar. Yaşadığımız sıkıntıları anlatınca "Olmaz böyle şeyler" diyorlar. Düzelteceklerini söylüyorlar. Ama bürokrasi devreye giriyor. Değişen bir şey olmuyor. Fener-Rum Lisesi, 2004'te 550'nci yılını kutladı. Türk ve Yunanistan Milli Eğitim bakanları birlikte katıldı. Bu müthiş bir şeydi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Heybeliada Ruhban Okulu için "Yarın da açılabilir" dedi. Herkes ümide kapıldı. Sonra geri çekildi.
*
Ruhban Okulu'nun açılmamasındaki temel sorun ne?
Samimi olarak söylüyorum sorunun ne olduğunu ben de anlamakta güçlük çekiyorum. İstanbullu gençler Ruhban Okulu kapalı olduğu için Avrupa'ya gidiyor. Sonra da dönmüyorlar. Ruhban Okulu, bir meslek okulu. Orada okuyanlar kiliselerde papaz, sonra metropolit oluyordu. Hiçbir zaman bir kolej ve yüksekokul olmadı ki, kapattılar. Patrikhane'de
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan sadece dört genç var. Bir taraftan Ruhban Okulu kapalı diğer taraftan
Türkiye, vatandaşı olmayanların Patrikhane'de çalışmasına izin vermiyor. Oysa
Türkiye'nin sahip çıkması gereken önemli kurumlardan biridir Patrikhane. 17 asırlık bir mazisi var bu şehirde. Avrupa'yı
Türkiye ile birleştiren tarihi bir köprü. Bütün Ortodoks dünyasının dini koordinasyon genel merkezi.
Türkiye'nin en önemli vatandaşlarından biridir Patrik. Time'in seçtiği en önemli 100 insan arasında iki Türk var; biri Amerika'da bir doktor, bir de Bartholomeos.
*
Yeni yürürlüğe giren Vakıflar Kanunu azınlıklara kolaylıklar sağlamadı mı?
Bu önemli bir yasa. Bazı sorunları çözüyor ama çok önemli olanları çözmüyor. Bizans'tan kalma manastırlar var. Bu manastırlar Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce idare edilmeye devam ediliyor. İstanbul'dan gitmemize neden olan sebepler hâlâ duruyor. Çok az Rum kaldı, onlar da giderse biter... Temel olan sorun Rum azınlığının burada kalabilmesi için siyasi isteğin olup olmamasıdır. Bu istek varsa bu sorunlar hemen çözülür. 15 milyonluk İstanbul ne kazanacak Rumlar giderse... Sadece şehir çok kültürlüğünden, zengin tarihinden kaybeder. İstanbul kültürünü tatmış insanlar hiçbir zaman birbirlerine kötü davranmadı. 1950'li yıllardaki olaylarda taşradan gelen yoksul insanları kullandılar. Yoksa Türkler ve Yunanlıları yan yana koyun en iyi arkadaş olurlar.
Yayın tarihi: 1 Eylül 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/01//haber,DDEC51AF309E469CA66F528C03905AF2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.