Yıllar önce bir yaz mevsiminde, içinde Çetin Altan'ın da bulunduğu bir arkadaş grubuyla Mavi Yolculuk yapıyorduk.
Göcek'de demirlemiştik. Çetin Altan'la yan yana yüzerken, bir yandan da Babıali'de çalıştığımız isimler hakkında konuşuyorduk.
Yani kelimenin tam anlamı ile
"Dedikodu" yapıyorduk.
Bizim mesleğin dışından olan bir arkadaşımız yüzerek yanımıza geldi:
- Ne konuşuyorsunuz, diye sordu.
Çetin Altan güldü:
- Objektif karakter tahlili yapıyoruz, dedi.
"Dedikodu"nun
"Objektif karakter tahlili" denilerek alaya alınmasına, tabii katıla katıla gülmüştük.
İnsanlar, konuşmalarının başkaları tarafından dinlenmeyeceğini bildikleri zaman, konular dedikodudan başlayarak beddua okumaya kadar uzanan alanlara yayılır.
Aile fertleri bile üçüncü şahıslarla kapalı devre konuşmalarında birbirlerini çekiştirebilirler. Koca karısını, karı kocasını çekiştirir arkadaşlarına.
Öldükten sonra Tüm ikili konuşmalar veya dar ve kapalı çevrede yapılan objektif karakter tahlilleri kamuya açıklansa, ne arkadaşlık, ne aile ne de huzur kalır toplumda.
İmparator Jüstinyen'in resmi tarihçisi Prokopyus, yazdığı kitaplarda dönemin askeri, ekonomik, siyasi oluşumlarını ve İmparator'un başarılarını kaleme almıştır.
Ancak ölümünden sonra yayınlanmasını şart koştuğu
"Anekdota"sında, ne İmparatoriçe Teodora'nın bir ayı bakıcısının kızı olduğunu, ne de Saray'da ne tür entrikaların döndüğünü yazmayı ihmal etmiştir.
Yazarlar için
"ölümden sonra" şartı, devletler için de
"kamuya açıklanma süresi yasakları", dedikoduların ve gizli bilgilerin, toplumsal yaşamı ve istikrarı tehdit etmesinin önlenmesini amaçlar.
Ağızdan çıkan bir sözün o sözü kullananı sorumlu kılması da, bunun açıkça beyan edilmesine bağlıdır. Ayrıca bu beyanın yapıldığının tanıklarla kanıtlanması gerekir. Parasal yükümlülük getirecek beyanların ise yazılı yapılmış olması şartı vardır. Bu arada kumar borcu veya evlatbaba borç ilişkileri benzeri yükümlülükler yazılı yapılmış olsa bile bunlar
"Tabii Borç" (Obligatio Naturalis) niteliğinde sayılır ve hüküm ifade etmez.
Ergenekon Davası Siyasetin kötüye kullanımını, devlet içindeki çarpık yapılanmaları, kamu gücünün demokrasiyi ve hukuku tahrip etmek için istismar edilmesini ele alan
"Ergenekon Davası",
Türkiye'nin yarınını olumlu etkileyecek en önemli gelişmelerden biridir.
Ancak bu davanın iddianamesinde ve eklerinde yer alan telefon konuşmalarının davada sanık olmayanları da kapsar biçimde yayınlanması ve bu konuşmaların birer dedikodu malzemesi haline gelmesi, Ergenekon'un ciddiyetini zedeler hale gelmiştir.
Buna karşı özellikle konuşmamaları gereken konularda konuşmayı gelenek haline getiren kamu görevlilerinin kamuoyuna dönük açıklamaları ise, toplum katında
"doğal gelişmeler" biçiminde algılanmaktadır.
Ergenekon İddianamesi kapsamındaki kamuya açıklanan "dinlemeli" konuşmalarda ise, kamuyu hiç ilgilendirmeyen özel bilgiler ve ikili ve özel ilişkilere ait duyulacağı hiç düşünülmeden söylenmiş sözler de bulunmaktadır.
Televole malzemesi Bunların hiç süzülmeden tefrika edilmesi, gerçekten çok ciddi bir gelişme olan
"Ergenekon"u bir magazin veya bir televole konusu haline getirmiştir.
Eğer başkaları da buna benzer dinlemeleri bugünün ileri gelenleri ve ileri gidenleri için yapıyorsa, önümüzdeki dönemlerde farklı objektif karakter tahlillerini, başkaları tefrika ve istismar edecektir.
Hukuk ve adalet, hassas terazinin, gerçek objektifliğin konusu oldukları zaman, güvenilir olurlar.
Bu açıdan
"Ergenekon"u bir dedikodu malzemesi olmaktan çıkartmalıyız.
Yayın tarihi: 1 Eylül 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/01//barlas.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.