-
Günümüzün parfüm tüketim alışkanlıkları nasıl size göre?
- Tamamıyla beklenmedik, hızlı ve değişken. Özellikle gençlere ve hatta bugün benim yaşıma gelenlere bakıyorum, alışkanlıkları değişmiş görünce ben de şaşırıyorum. Bazen arkadaşlarla tiyatroya gidiyoruz. Eğer yakınımdan bir hanım geçer de kokusunu alırsam, o günün 'trend'i hakkında bir fikir sahibi olabiliyorum. Ya da
New York Central Park'a gittiğimde, taze hava ve oradakiler de bana yeni fikirler verebiliyorlar. Son kertede gerçekte ne istediğini yine müşteri biliyor. Kimi müşteri 'oryantal', ağır kokuları tercih edebiliyor. Kimisi ise daha çiçeksi yönde tercih kullanabiliyor. Kimisi de var ki, koku alışkanlığı denize, sahile daha yakın oluyor. Anlayabileceğiniz gibi kokunun binlerce yılda oluşmuş binlerce kimliği var... Tıpkı insanlar gibi. Hatta bugün uçaklarda bile, insanlar baskı altında hissetmesinler diye bahçe kokuları kullanılmakta. Parfüm mesleğinin özünde zaten bu yok mu? Sizi iyi hissettirmek!
- Dünyanın koku haritası nasıl peki?
- Beş kıtada da farklı. Japonya veya Uzakdoğu'da daha tütsülü, yanık kokular tercih ediliyor. Güney Amerika'da ise yasemin ve öteki çiçeksi kokular revaçta. Örneğin
Türkiye'de de çiçeksi kokulara büyük ilgi olduğunu görüyorum. Bu anlamda parfümün, sanıldığı gibi sadece çiçeklerden türetilmediğini de bilmelisiniz. Bir parfümü üretmek için akla hayale gelmedik pek çok unsur kullanılıyor aslında. Ağaç kökleri, kabukları, meyveler, şifalı otlar ve hatta topraklar gibi... Bunun gibi bir formül yapmak ve doğru kokuya ulaşmanız için onlarca deney yapmanız gerekebilir.
-
Türkiye ve İstanbul'un kokusu hakkında neler söylersiniz?
- İstanbul'un havası son derece sıcak. Bu nedenle meyveli, ferah kokuların, özelliklede limonlu/turunçgil kökenli olanların ve çiçek özlülerin kullanılmasında fayda var. Bu anlamda İstanbul'un çok çiçekli bir şehir olması da çok hoşuma gidiyor. Bir sürü çiçekçi var. Yeşil bir yer burası,
New York'taki beton ormanları gibi değil. Kısacası İstanbul'un kokusu 'citrus floral' olabilir; yani limoni ve çiçeksi, hafif... Kışın ise, yarı oryantal kokular tercih edilebilir. Daha ağır, uzun süren ve tatlı kokular olabilir... Evet, İstanbul deyince bunu hayal edebiliyorum. Eğer İstanbul için bir koku üreteceksek, arkanızda büyük bir desteğin de olması şart bence. Hafif gül, manolya, biraz yasemin... Bir karma, bir buket sanki... Beraberinde biraz greyfurt, mandalina... Ve üzerine biraz da meyve... Ama çok hafifçe, sebze hali gibi kokmamak lazım yoksa... (gülüyor) Eğer Boğaz üzerine bir kokunuz olacaksa bunun pür, net bir deniz havası olabilmeli. Çünkü Marmara ve Boğaz önemli... Evet, güzel olabilir. Bunu Ortaköy'de, bir dahaki ziyaretimde düşünebilirim. Bazen oğluma niye
Türkiye'ye gelmediğini soruyorum, bana 'Orası Asya'da,' diyor! Oysa ülkenin asıl sorunu burada. Halbuki
Türkiye Avrupa'ya biraz sokulsa; tamamen Avrupalı olabilir!
- Koku üretiminde cinsiyetin belirleyici rolü nedir?
- Tıpkı klasik, oturmuş, yakışmış bir kıyafet gibi, üzerinize gelecek kokuyu da iyi seçmeniz çok önemlidir. Bir kokuyu bir defa değiştirdiniz mi, mutlaka birtakım insanlardan tepkiler alırsınız. Kimi size kokunuzun çok hoş, kimi ormansı, kimi de ağır kaçtığını söyleyebilir. Bunun üzerine siz de gelen tepkiler doğrultusunda kokunuzu değiştirir veya kullanmayı sürdürürsünüz. Ama en doğru olanı, bir parfümü seçmeden önce uzmanına danışmanızdır. Büyük mağazalarda böyle uzmanlar bulunur. Onlar size hayat tarzınız ve yaşınızı sorarlar, konuştukça parfümünüze daha da yaklaşırsınız. Boçi'nin özel bir kokusu olacaksa, pür, berrak bir deniz havasolabilmeli. Çünkü Marmara ve Boönemli.