Bağdat Caddesi notları

Papa John's, Amerika'da uzun yıllar kalmış bir arkadaşımın "Müjde! Selamiçeşme'de açılacak," diye haber verdiği bir pizzacı. O kadar hevesliydi ki, açıldığı gün gittik. Daha içerisi 'yeni' kokuyordu. Mönüleri bile tam hazırlanmamıştı. Türkiye'de çeşit çeşit pizza zinciri var biliyorsunuz. Ama 30 ülkede 3 bin 500 şubesi olan Papa John's çok iddialı. Amerika'nın en büyük üçüncü pizza zinciriymiş. 1984 yılında öğrenci olan John Schnatter'in pizza aşkıyla doğmuş. Tipik bir Amerikan genci gibi çeşitli pizza zincirlerinde çalışırken "Bu işi ben de yapabilirim," diyerek babasının barında pizza serüvenine başlamış Schnatter. Masaya koydukları kâğıt servislerin üzerinde genç bir adamın resmi vardı, biz önce 'konu mankeni' zannettik ama Schnatter'in ta kendisiymiş. Her şeyle bizzat ilgileniyor, hatta televizyon reklamlarına da kendisi çıkıyormuş. Pizzanın farkı ne diye soracak olursanız, gerçek mozerella peyniri, dondurulmamış taze domates ve sebzeler, doğal et ve et ürünleri ile yapılıyor. Hamurları, bölgesel üretim merkezlerinde hijyenik damacana suyu ile üretiliyor. Sloganları da 'better ingredients, better pizza' (daha iyi malzeme, daha iyi pizza) Gerçekten lezzetliydi. Yakında eve servisleri de başlayacakmış.

CADDELİ ZAZIE!
Nişantaşılı Zazie'nin 'Caddeli' olmasına sevindik ama bu çapta bir mekân takım tutar mı? (Kızıltoprak'taki işkembeciler başka) Geçen çarşamba Zazie'de iki tane kocaman Fenerbahçe bayrağı vardı. Tamam önemli bir maçtı ama aynı gün Galatasaray da Steaua Bükreş'le oynuyordu. İki bayrak birden asılsa daha adil bir sevgi olmaz mıydı? (Bu arada mekânda yine özenli bir servis ve lezzetli yemekler var) Türk mutfağının en başarılı temsilcilerinden Hünkar da Göztepe'de bir şube açtı fakat o kadar kendisine yakışmayan bir tabelası var ki, girip "Bildiğimiz Hünkar'ın şubesi misiniz?" diye sormak zorunda kalıyorsunuz.