Kasetler, bir küf çeşidinin tehdidi altında.
Hasta düşen kasetler
Video ve ses kasetleri de hastalık tehdidi altında. Kamera ve kayıt cihazlarının ortaya çıkışıyla anılarımızı saklamak için tek yapmamız gerekenin bir düğmeye basmak olduğunu düşündük. Kıyıda köşede bıraktığımız kasetlerde hayatımızdan karelerin sonsuza dek güvencede olacaklarını sandık. Ancak görünüşe bakılırsa özel anlarımızı ölümsüzleştirmek için yalnızca bu işlem yeterli değil. Kasetlerin bakımına ve saklanmasına da özen göstermek şart. 1980'lerde ve 90'larda popülerliğinin doruklarında olan ses ve görüntü kasetleri, günümüzde CD'lerle yer değiştirdi. Ama herkesin kıyıda köşede bir yerde sakladığı, evinde artık bir video ya da kasetçalar olmasa da, her an çıkarıp izleyebileceğine şiddetle inandığı bir kaset illa ki vardır. İçinde kayıtlı olanı artık hatırlamasak bile her şeyin nasıl demodeleştiğini gözler önüne serdiğinden, bizzat anı niteliği kazanmıştır onlar. Atılan ilk adımın, yaz tatilinin, doğum gününün ya da bir müsamerenin görüntülerini içeren, her zaman izlemesek de gözden çıkarmaya da gönüllü olmadığımız kasetler, bugün bir küf çeşidinin tehdidi altında. Sırf evimizdekiler değil, arşiv ve müzelerde toplu halde saklananlar da tehlikedeler. Video oynatıcılar ve benzeri aletlerin içine taşınmak suretiyle hızla yayılabilen bu küf herkesin dikkatli olmasını gerektiriyor. Video ve ses bantları ferrik oksit kaplı selülozdan yapılıyor ama zamanla kuruyan üst yüzeyleri kırılgan ve gergin bir hal alıyor. Günümüzde bu durumla savaşmak için modern teknikler var. Kasetler dijital olarak kopyalanabiliyor. Ancak yukarıda bahsedilen küf çeşidi eğer bandın içine işlemişse o kasedi korumak için elden gelen bir şey yok.
Yayın tarihi: 17 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/17/pz/haber,D8A2785FDFF8418EB735792F51189F9E.html
Tüm hakları saklıdır.