5. Karaburun Festivali'nde konser veren Baba Zula grubunun kurucularından Murat Ertel, sahnede meddah gibiydi.
Karaburun'da yılın konseri
Abarttığımı düşüneceksiniz ama abartmıyorum. İzmir'e bir saat uzaklıktaki Karaburun'daydım geçen hafta. Çeşme'nin üst tarafı oluyor teknik olarak. Ama Çeşme'yle (Allah'tan) hiç ilgisi yok. Burası tam bir sahil kasabası. Kalamar, balık, berrak bir deniz, karşıda Midilli ve Foça... Hakikaten bozulmamış bir yer, cennet gibi. Çocukluğunuzu hatırlıyorsunuz ve ticarethaneye dönüşmeyen, kendini turizme satmayan yerler hâlâ var diye mutlu oluyorsunuz. Bir liman, muhtelif plajlar, tepede merkez. Ve merkezde Nergis Çay Bahçesi diye bir yer. Evet 2008 yılının en iyi konser venue'sünü takdim ediyorum. Kapasite 350, ayakta 500 ama sokağa ve meydana kadar taşıp bine çıkabiliyor. Aydınlatma, dev çınar ağacına bağlanmış ampuller ve sahneden süzülen renkli ışıklardan ibaret. Pamuk helvacı ve çekirdekçi konser boyunca hizmet veriyor. Çay, kahve yanında, bira servisi de var. İçkiler soğuk, kuyruk yok. Fiyatlar normal düzeyde. İyi bir konser izlemek için gerekli tüm altyapı burada mevcut. Ve ben 5. Karaburun Festivali'nde bu ortamda izlediğim Baba Zula konserini, yılın en iyileri arasına yazdım şimdiden. Seyirci mükemmel, her şarkıya tepkileri tam. Bizim gibi 'şehirliler', Karaburun sakinleri, turistler, çocuklar, teyzeler, amcalar... Murat Ertel, sahnede meddah gibi. Hikâyeler anlatıyor, insanlar çılgınca alkışlıyor. İstanbul'daki bir kulüpteki gibi insanlar bön bön bakmıyor. Şşşt diye susturan falan da yok. Herkes coşuyor ve konser nasıl izlenir biz de görmüş oluyoruz. Bu konseri izlerken iki şey düşündüm. Bir; konser izlemeyi unutmuşum ben. Çünkü bizim İstanbul'da izlediğimiz konserler, ne kadar güzel de olsa aslında ticari bir işin bir parçası. Parasının karşılığını almaya gelen seyirciler ve sahnede bekleneni vermeye hazır bir ekip, organizasyon vesaire. Bakkaldan alışveriş eder gibi oluyor bazen. Karaburun'da durum böyle olmadığından tepkiler ve his de farklı oldu. Bu duyguyu yeniden tattığım için çok mutlu oldum. Türk Yunan dostluk gecesi ve Muammer Ketencoğlu konserlerini de çok beğendimi söyleyeyim. Hakikaten çok değişik ortamlar vardı Karaburun'da. Moğollar'ı ise kaçırdım maalesef İstanbul yollarında... Burası hakkında en ufak bir fikrim yokken beni çağıran ve ağırlayan Gökhan Akçura'ya, festivalin düzenlenmesinde ve beş yılı geride bırakmasında emeği olan herkese ve Karaburun'u bu denli açık fikirli bir yer haline getirdiğini gördüğüm Belediye Başkanı Hamza Serdar Yasa'ya teşekkür etmem lazım.
Yayın tarihi: 17 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/17/pz/haber,17C321E697C34FFABA3E83B56E6E85CC.html
Tüm hakları saklıdır.