Hasat başladı.
"Fındık Bölgesi" dediğimiz Doğu ve Batı Karadeniz'e milletvekili yağıyor. Erken seçim hesabı mı bilmiyorum! Milletvekilleri hep birlikte,
"Avans olmaz, taban fiyat olmalı" diye bastırıyor. Son sözü
Başbakan Erdoğan söyleyecek. Ama fındıkta kavga bitmeyecek...
Çünkü fındığa yapısal çözüm şart!
Üretici,
"Bu yıl fındık fiyatı 5 YTL olmalı" diyor. İhracatçı, "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile
Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin ortaya koyduğu 700 ile 850 bin tonluk rekolte tahmini doğru değil. Rekolte, 850 ile 900 bin ton" diye tutturmuş gidiyor.
Türkiye ise
100 yıldır fındıkta
politika belirleyemeyen,
pazar çeşitlendiremeyen ülke olmaya devam ediyor. Üretici, ihracatçı ve devletin buluştuğu fındıkta çıkarlar çatışıyor.
Açıkçası fındıkta doğruyu bulmak zor!..
Peki, doğru ne?
Sorun çetrefilli değil, iki temel problem var.
Birincisi,
rekolte tahmini tartışması.
Diğeri ise
maliyet hesaplaması. 1987'de çıkan
2844 sayılı
"Fındık Dikim Alanlarının Sınırlandırılması Kanunu" uygulamaya konduğu takdirde sorun hemen çözülecek. Fakat taraflar bu noktada da ayrı düşünüyor. İhracatçı, fındık dikim alanı için
"730 bin hektar," Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
"642 bin hektar," TZOB ise
"633 bin hektar," rakamını veriyor.
O yüzden olacak, konuya Tarım Bakanlığı el attı.
TÜBİTAK ve
Fındık Tanıtım Grubu ile birlikte
"Uzaktan algılamalı fındık dikim alanı" programını yılsonuna kadar devreye sokacak. Ulusal Fındık Konseyi ise,
"Maliyet hesaplama ve rekolte tahmini komisyonu" kuruyor. Ancak yazdıklarımız uzun vadeli çözüm. Kısa vadede ne yapılacak?
Üreticinin mağduriyeti için sosyal program şart. Bu noktada da iş politikacıda düğümleniyor.
Yayın tarihi: 5 Ağustos 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/05//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.