Sanayileşemeden sanayici olmaktan vazgeçtik!

Türkiye'de istihdamın yüzde 20'sini sanayi sektörü yaratıyor!.. Türkiye'de her ay rekor üzerine rekor kıran ihracatın yüzde 90'ını sanayi sektörü sağlıyor!.. Büyümede en büyük pay sanayiye ait! Tarım sektörü yüzde 2.5, hizmet sektörü yüzde 5.1, sanayi ise yüzde 6.6 büyüyor!..
Çok net, ekonomiyi sanayi büyütüyor.
Genel imalat sanayi Türkiye'nin lokomotifi. Gelin görün ki, bu tablo çoktan değişti!
Son 10 yılda sanayinin ekonomi içindeki payı yüzde 23'ten yüzde 16.5' a geriledi. Türkiye sanayi ülkesi olmaktan vazgeçiyor!.. Sanayi havlu atıyor!..
Sanayide yangın var!..
Yangın her geçen gün büyüyor!
Felaket tellalı değiliz, görevimiz uyarmak!
Türkiye'yi yönetenler evin içindeki yangını görmüyor, seyrediyor. Türk sanayisinin yeniden planlanması şart! Öyle ya, sanayileşme tamamlanmadan hizmet sektörü oluşturulur mu? Sanayileşmeden sanayiden vazgeçilir mi? Hizmet sektörü 70 milyon nüfuslu Türkiye'yi doyurur mu?
Açık ve net diyoruz ki; "Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, 25 çeyrektir aralıksız büyüyen Türk ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün yerine hangi modeli oturtacaklarını bir an önce açıklamalı!.."
Türk sanayisi SOS veriyor!
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) her yıl yaptığı Türkiye'nin 500 büyük Kuruluşu çalışmasına bakıyoruz.
Türk özel sektörü gırtlağına kadar borçlu. Dış borcu artıyor.
Sakın ola, kambiyo kârına bakıp, "Sanal iyileşmeye!" aldanmayın! Özel sektörün açık pozisyonu 70 milyar doları çoktan geçti. Özel sektör, "Borç yiğidin kamçısıdır!" diye yola çıkmış, dalgalı kur kayığında sörf yapıyor!
Çok tehlikeli!
Görüşümüz, sanayi, bu yangını zor kaldırır. Diğer ülkelere bakmak yeter. AB'nin en büyük ihracatçısı Almanya'da sanayi ekonomide hala yüzde 24 paya sahip. Hizmet sektöründe güçlü. AR-GE'ye önem veriyor. Yükselen yıldız ülke Çin'de imalat sanayinin ekonomideki ağırlığı 2006'da yüzde 39.5 iken 2007'de bu ağırlık yüzde 41'e çıkmış. Bu ülkeler aptal biz mi akıllıyız? Çin ve Hindistan, ABD'nin fabrikalarını ve tarlalarını taşıdılar. Üçüncü tip kapitalizm sürecinin baş aktörü olarak sahneye çıktılar.
Türkiye ise Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Dr. Erinç Yeldan'ın dediği gibi hâlâ 'montaj hattında patinaj' yapıyor. Oysa Türkiye'nin yan sanayisi ile birlikte büyüyeceği yepyeni açılımlı bir sanayi modeline çok acil ihtiyacı var.
Yoksa hepimize yazık olur!