Dünyanın, ne büyük bir adaletsizlik üzerine kurulduğunu düşünmeden edemiyorum. Ben Bodrum'da deniz kıyısında keyif çatıyorum; Manavgat bölgesini saran alevler insanları can evinden vuruyor. Bodrum'da hava güzel; meltem sükunet veriyor; en büyük derdimiz denizin dalgası, rüzgârın hızı; Ankara'da Zekai Tahir Burak hastanesinde, son iki hafta içinde doğan 27 bebek, art arda ölüyor.
Buna can mı dayanır! Lâkin, maalesef gene ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bodrum tatilim sürüyor. Bir yandan yangına esir düşmemek için çırpınanların hayalini kafamdan kovmaya çalışıyorum; bir yandan, bebeklerin ardından feryat eden annelerin sesini duymamaya çabalıyorum. İnsan işte böyle bencil bir yaratık!
Dünya, bir
"engelli koşu" gibi. Her an tadınızı kaçıracak, sizi derin bir yasa boğacak olaylarla burun buruna kalabilirsiniz. Acılar arasında bir damla mutluluk bulabildinizse, yapışın yakasına, sakın bırakmayın. O bir lahzayı, bir ömür zaten olmaz ama, hiç değilse elinizden geldiğince uzatmaya gayret edin.
İşte,
"Tonton amcayı" da kaybettik. Osman Yağmurdereli'yi hep o en sempatik haliyle hatırlayacağım. Nasıl da büyük bir maharetle en ciddi siyasi polemiklere girerdi ve gönülleri kırmadan taşı gediğine oturtmayı başarırdı. Gülünce sanki yüzünde güller açardı; gözleri hem zekasını, hem de sevimliliğini yansıtırdı.
Yangın yerine dönmüş yürekleri düşünürken, benim de üzerime kara bulutlar çöktü. Neredeyse diyeceğim ki,
"Durdurun dünyayı inecek var."
Yayın tarihi: 5 Ağustos 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/05//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.