Konya'nın Balcılar beldesinde kız yurdu ve Kur'an kursu olarak kullanılan bir bina, sanayi tüpünün kopan hortumundan gaz kaçtığı için yıkıldı. Ve maalesef, kaza sonucu, 18 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 17'sinin yaşı 12 ila 17 arasında değişiyor. Ömürlerinin baharında olan çocuk yaştaki kızlar, büyük bir ihmalin kurbanı oldu.
Bina, farklı bir amaç için kullanılsaydı da, dikkatsizlik ve özensizlik yüzünden çökecekti. Neden bazı yayın organları
"kaçak" Kur'an kursunu sorumlu gibi gösteriyor? Verilen bilgiye göre, 1990'da erkek öğrenci yurdu olarak belge alınmış. 4 ay önce Balcılar Kasabası Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurarak, binayı, kız talebe yurduna dönüştürmek istemiş. Deprem ve itfaiye raporları, aranan şartları karşılamadığı için, bu talep geri çevrilmiş.
Şimdi sormak istiyorum:
1990'dan beri önce erkek talebe yurdu, sonra kız talebe yurdu şeklinde faaliyet gösteren o binada, Kur'an eğitimi verilmeseydi, tüp patlamayacak mıydı? Öte yandan,
kaçak olmayan Kur'an kurslarında böyle felâket yaşanmaz mı? Yaşamadık mı? Mesele, Kur'an kursu veyahut bu kursun kaçak olarak verilip verilmemesi değil, binaların iyi denetlenmemesidir. Kaldı ki, kendi evimizde bile bu gibi talihsiz durumlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Süleymancı camiaya da sormak lâzım:
Niçin Kur'an kursunu kaçak olarak çalıştırıyorsunuz? Buralarda Kur'an-ı Kerim öğretilmiyor mu? Gizliliğin ve yasaya uymamanın gerekçesi ne olabilir? Maalesef, bir dindarın yaptığı hata,
Türkiye'de bütün dindarlara mal ediliyor ve muhafazakâr insanlar toptan karalanıyor.
Bu vesileyle
Türkiye'nin
"tarikat" gerçeğini de hatırlatmak istiyorum.
Kenan Evren, 12 Eylül döneminde, Süleymancılara karşı büyük savaş açmış, yurtlarını ellerinden almaya çalışmıştı. Teşebbüs, mahkemeden döndü. Çünkü, her şey kanuna uygun yapılmıştı. Binalar farklı kişilerin mülkiyetindeydi.
Ayrıca, Süleymancıların liderleri, daima politikanın içinde olmuştur. Süleyman Tunahan Hazretlerinin damadı
Kemal Kacar, Adalet Partisi milletvekiliydi. Galatasaray mezunu olduğu için, sık sık Avrupa Konseyi'ne,
Türkiye'yi temsilen giderdi. Şu anda Süleymancılığın lider kadrosunda bir bölünme var. Süleyman Tunahan'ın torunlarından biri
Ahmet Arif Denizolgun 1995 seçimlerinde Refah Partisi'nden parlamentoya girdi; sonra Anavatan Partisi'ne geçti; Ulaştırma Bakanlığı bile yaptı. Diğer torun,
Mehmet Denizolgun, 2002'den beri AK Parti saflarında yer alıyor.
Bunları, Süleymancıları kafanıza takmayın diye yazıyorum. Kursun kaçak olması iyi değil elbette ama, neticede orada bomba imal edilmiyor. Ve zaten, tarikatın başındaki isimler de, uzun yıllardan beri, sağ/muhafazakâr partilerin bünyesinde siyaset yapıyor.
Yayın tarihi: 5 Ağustos 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/05//haber,9FC62303D58D439CA000E7CDA5A5EFD3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.