AK Parti kapatma davası hakkındaki raporun Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtılmasıyla birlikte Türk siyasi tarihinde yeni bir dönemin de kapısı aralandı.
Anayasa Mahkemesi Raportörü
Osman Can'ın 650 sayfa civarındaki raporunu üyeler, aybaşına kadar okuyup değerlendirmesini tamamlamış olacak.
Ardından da karar için toplanılacak.
Anayasa Mahkemesi böylece tarihinde bir siyasi parti kapatma davasını ilk kez bu kadar hızla sonuçlandıracak...
Karar ne yönde çıkar bilinmez.
Ancak, şunu söyleyebiliriz ki, hangi yönde olursa olsun ilklerin yaşandığı bir döneme
Türkiye tanıklık edecek.
Nedenlerini sıralamak gerekirse...
İlk kez tek başına iktidarda olan bir parti için kapatma davası sonuçlanacak.
Eğer, son günlerde sıkça dile getirildiği gibi kapatma yerine
"Hazine yardımının kesilmesi" yönünde bir karar çıkarsa yine ilk yaşanacak. Ayrıca, Hazine yardımının kesilmesi halinde, kapatma davası açılmış bir partinin kurucu ve üyeleri ilk kez siyasi yasaklı hale gelmeyecek.
Belirsizlikler Partinin kapatılması halinde de
"ilkler" süreci kesilmeyecek.
Hatta, belirsizlikleri de beraberinde taşıyacak.
Şöyle ki:
- AK Parti ve MHP'ye göre, partinin kapatılmasına beyan ve fiilleriyle sebep olan kurucular ve üyeleri 5 yıl boyunca herhangi bir partide görev alamayacak. Ancak her bağımsız milletvekili seçilip gelme hakkına sahip olacak. Dolayısıyla üç ay içinde yapılacak ara seçimde bağımsız aday olabilecek.
- Yargıtay Onursal Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu'na göre ise, siyasi yasaklı hale gelenler bu (23'üncü) dönem bitmeden milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olamayacak.
Daha ağır şart önermiş İşin ilginç yanı da işte bu aşamada başlıyor.
Çünkü Kanadoğlu'nun iddiasına tepki gösteren AK Parti yönetiminin sipariş verdiği Anayasa değişiklik taslağı daha ağır hüküm taşıyor.
Taslağın,
"Siyasi partilerin uyacakları esaslar" ile ilgili alternatifli hazırlanan 38'inci maddesinde şu hüküm yer alıyor:
"Bir siyasi partinin kapanmasına beyan ve fiilleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesi'nin kapatmaya ilişkin kararının Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonraki ilk milletvekilliği veya mahalli idareler seçiminde aday olamaz." Yani, AK Parti'nin sipariş verdiği Prof.
Ergun Özbudun ve arkadaşlarının hazırladığı Anayasa taslağı, mevcuttan çok daha ağır hüküm getiriyor.
Siyasi yasaklı duruma düşenlerin bırakın aynı dönem yapılacak ara seçime girmesini, bir sonraki genel seçimde aday olmasını da engelliyor.
Beş yıl sürprizi Bir diğer ilginçlik de 5 yıllık siyasi yasaklarla ilgili süreçte yatıyor.
Çünkü bu süre Anayasa'ya, milletvekili genel seçiminin
"5 yılda bir" yapılacağı esasına paralellik sağlaması için konulmuştu.
Böylece yasaklı hale gelenleri, 5 yıl; yani bir yasama dönemi siyasi parti faaliyeti dışında tutmayı amaçlıyordu.
Oysa geçen yıl halk oyuyla gerçekleşen Anayasa değişikliğiyle milletvekili genel seçimlerinin 4 yılda bir yapılması benimsendi.
Eğer her şey kuralına uygun işler, seçimler de zamanında yapılırsa, bu durumda yasaklı olan bir kişinin en az iki dönem bağımsız seçilip gelmesi gerekecek.
Başta da vurguladığımız gibi, ilkler, belirsizlikler ve sürprizlerle dolu sürece tanıklık edeceğiz.
Yayın tarihi: 18 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/18//haber,CFE27217C779470FBEEE11128BB3193A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.