Gergin siyasete Bayburt molası

Bayburt'a söz vermiştik. Milletvekili Ülkü Güney'e, Vali Kerem Al'a, Belediye Başkanı Bekir Çetin'e, Coşkun Sucukları'nın sahibi Kemal Coşkun'a...
"Şölende Bayburt'ta olacağız" diye.
"Şölen günü" geldi (Bayburt-Dede Korkut, Uluslararası Kültür Sanat Şöleni. 16-20 Temmuz) biz Bayburt'a gidemedik.

"Nerede kaldın" dediler. "Ankara' yı biliyorsunuz" yanıtını verdik:
- Siyaset... Gerilim... Yüksek tansiyon...
Ülkü Güney "Bayburt'ta gerilim değil, şölen var" diye konuştu.
Bekir Çetin de "millet gerilim istemiyor... Buraya gelin, yeni fıkralarımız var, dinleyin" diye.

İstanbul-Erzurum uçağı, Aşkale üzerinde alçalmaya başlamış. Hostes "kemerlerinizi bağlayın, biraz sonra Erzurum'da olacağız" deyince...
Uçaktaki Bayburtlu, pilota seslenmiş:
- Efendi hele yavaşla, ben burada inip, kestirmeden Bayburt'a geçivereyim.
Siyaset "gergin", siyasetçi "sinirli", siyasi üslup "çok sert", neden?
Siyasi söylemin içinde "bir espri... Bir Bayburt fıkrası... Biraz ince mizah" yok, neden?
Bayburt Belediye Başkanı dedi ki:
- Bizim de sorunumuz çok... Ama sorunları tartışırken, araya biraz da mizah katıyoruz... Onun için Bayburt'ta hiç siyasi kavga, kırgınlık olmaz.

Bayburt "3 bin yıllık bir tarih."
Nüfus 75 bin ama, Bayburtluya sorarsanız "900 bin Bayburtlu var."
Kimi İstanbul'da, kimi başka illerde. Kimi de Avrupa'da. İstanbul'daki "Bayburt Derneği" sayısı 150'yi geçiyor.

"Ergenekon konusu" Bayburt'ta da konuşuluyor. "Kapatma davası" da. Ama "bağırıp çağırmadan, kimse kimseyi kırmadan."
Neden derseniz...
Yanıt Ülkü Güney'den:
- Bayburtlu, en ağır sözü bile, incitmeden, içine bir espri katarak söyler de ondan.