Dün bu köşede yayınlanan "Kuzey Irak açılımı" başlıklı yazıyı hazırlarken Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davudoğlu ile Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Murat Özçelik'in Bağdat ziyaretinin eli kulağında olduğunu biliyorduk. Ancak tüm Irak ziyaretleri "Güvenlik nedeniyle" heyetlerin Bağdat'a varmalarından sonra açıklandığı veya doğrulandığı için "Önümüzdeki günlerde" ifadesini kullandık.
Nitekim Davudoğlu ve Özçelik dün Türkiye saati ile 11.00'de Bağdat'a vardılar ve ziyaret resmen kamuoyuna duyuruldu.
Babacan, heyetin programında
"Kuzey Irak yönetimi" ile temasın da bulunduğunu belirtti. Açıklamasının bir başka bölümünde o oluşumdan
"Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetim" diye söz etti.
Davudoğlu ile Özçelik'in "Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetim" adına görüşecekleri kişi Başbakan Neçirvan Barzani. Yerel yönetimlerde başbakanlık makamı olur mu? Neden adı konmuyor?
Çünkü Ankara, o oluşumu veya yönetimi "Konjonktüre uymadığı" gerekçesiyle bir türlü hukuki adıyla tanımlayamıyor.
Oysa Irak'taki tüm gruplar ya da Babacan'ın ifadesiyle tüm "Yerel unsurlar" için Irak'ın kuzeyi "Kürdistan", o bölgedeki yönetimin adı da "Irak Kürt Federe Hükümeti". Anayasalardaki tanım Ayrıca bu tanım Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden sonra kabul görmüş de değil. Irak'ın bağımsızlığını kazandığı 1930'dan bu yana o bölgeden "Kürdistan" diye söz ediliyor.
Örneğin 1935 ve 1958 anayasaları. Örneğin 1970 geçici anayasası. Örneğin 1974 karihli "Kürdistan Özerklik Kanunu"...
Saddam'ın sonrası hazırlanıp 15 Ekim 2005'teki referandumla kabul edilen Irak Federal Cumhuriyeti Anayasası'nda da aynı statü tanındı: "Kürdistan federe bölge kabul edilir." (Madde 114)
Tamam. O coğrafyanın bir bütün olarak algılanabileceği, Türkiye'nin güneydoğusuyla ilişkilendirilebileceği korkusuyla veya "Konjonktürün etkisiyle" Irak'ın kuzeyine "Kürdistan" diyemiyoruz.
Hiç değilse Mesut Barzani'nin başkanlığını, Neçirvan Barzani'nin de başbakanlığını yaptığı Kuzey Irak'taki siyasal ve idari oluşumu "Bölgesel Kürt Yönetimi" veya "Irak Federe Kürt Hükümeti" diye tanımlayabilmeliyiz.
Ama yetkililerin daha biriki yıl öncesine kadar o oluşumdan söz ederken cümlenin başına "Sözde" ifadesini koyduklarını hatırlayınca, "Gerçekçilik" adına epey mesafe alındığı ortaya çıkıyor. Güvensizlik aşılır mı? Aynı gerçekçiliğin bu ziyaretle bir adım öteye götürülmesi, Kuzey Irak'a yalnızca terör ve PKK penceresinden bakma kalıplarının kırılmasını sağlayacak ortamın tohumlarının atılması şansı yüksek görünüyor. Bunun elbette büyük ölçüde Babacan'ın dün basın toplantısında, Davudoğlu ile Özçelik'in de önceki gün bize brifingde vurguladıkları gibi,
"Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin PKK ile ilgili söylemlerinde ve eylemlerinde ortaya koyacağı duruşa bağlı olacağını" biliyoruz..
Ayrıca "Beyanlar üzerinden politika yürütülemeyecek ülkelerin başında Irak'ın geldiği" gerçeğini de göz ardı etmiyoruz.
Üstelik Barzani yönetiminin PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığını ortadan kaldırmak için henüz "Operasyonel işbirliği"nden uzak olduğunu da unutmuyoruz.
Ancak Neçirvan Barzani görüşmesiyle başlayacak yeni süreçte karşılıklı güvensizlik psikolojisinin aşılacağı, işbirliğinin başlayacağı umudunu taşıyoruz.
Çünkü Iraklı Kürtler böyle bir işbirliğinin kendilerine getirisinin boyutlarını çok ama çok iyi biliyorlar.
Ve çünkü Iraklı Kürtler, PKK orada oldukça bölgelerine ne huzur, ne güven, ne de istikrar geleceğini nihayet görmeye başladılar.
Yayın tarihi: 2 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/02//haber,F1CC8D2226E84A3DB40F938D2C3D0D7E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.