kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Türkeş'li hikâye

Dönem 12 Eylül dönemiydi.
"Başsavcı" aylarca çalışmış, on binlerce belge incelemiş ve "iddianamesini" yazmıştı.
Alparslan Türkeş'in "kellesini" istiyordu.
Saatlerce Türkeş'in suçlarını saydı ve ekledi:
- Falanca adreste, kirasını kendi cebinden ödediği gizli örgüt evi...
Türkeş elini kaldırdı:
- Öyle bir ev var.
- Kirasını maaşımdan ödüyorum... Gözaltındayken bile ödemeye devam ettim.
- O evde Balkanlar'dan Türkiye'ye göçmüş iki soydaşımız yaşıyor.
- Yaşlı ve muhtaç karı koca... Allah rızası için onlara ben bakıyorum.
- Yaptığım iyiliği burada söylediğim için Allah beni affetsin.
İddianamesi "delinen" başsavcı bozuldu ama...
Yine de "okumaya" devam etti. Sıra geldi Türkeş'in "suç ortaklarını" saymaya.
Saydıkları hep "MHP'lilerdi." Türkeş yine elini kaldırdı:
- Sayın başsavcının okuduğu filanca isim ile hukukum yoktur.
- O kişi MHP'li değil, CHP'lidir.
- Bizim milletvekilimiz değil, CHP'nin senatörüdür.
- Bırakın birlikte gizli örgüt kurmayı, el bile sıkışmadık.
"İşte bu hikâyeyi" TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı'na anlatınca...
Prof. Kuzu dedi ki:
- Allah Allaaaah...
"Yaaa" dedik:
- Allah Allah ya... Boşuna söylemedik "olur böyle vakalar" diye.