İçeride de dışarıda da küresel dalgalanmada dibe vurup vurmadığımız tartışılıyor. ABD'de yatırım bankası Bear Steans'un Fed tarafından kurtarılması, zor duruma düşecek başka banka olursa aynı yöntemle batmasına izin verilmeyeceği beklentisine yol açtı. Piyasalara yön veren büyük uluslararası bankalar hem uçurumu gördü, hem de kamu otoritelerinin kararlılığını. Fiyatların da belli bir noktaya gerilemiş olmasından hareketle
"en kötüsü görüldü" tezini ortaya koyuyorlar.
-
Kötüleşmenin boyutu- En kötüsü görülmüşse piyasa fiyatlarında daha fazla gerileme olmayacak demek. Alan zararlı çıkmayabilir, hatta kazanabilir. Yani en kötüsünün geride kaldığına inanılması halinde piyasalarda toparlanma kalıcı olabilir, en azından kötüleşme devam etmez.
En kötüsü geride kalmışsa, görülenin ne olduğuna bir kez daha bakalım. ABD borsalarında düşüşün vardığı en yüksek boyut, yani dalgalanmanın en başından en sonuna yüzde 18'lik bir gerileme meydana gelmiş. Avrupa'da bu oran yüzde 25'lere varıyor.
-
Borsada üçte birlik kayıp- Türkiye'de ise hisse senedi piyasası en tepe noktası olan 15 Ekim 2007'deki düzeyine göre 17 Mart'ta yüzde 33.8 düşmüş. 58.232 puandan 38.527 puana kadar inmiş. 20 bin puan kaybetmiş. Dolar bazlı İMKB Endeksi de aynı tarihlerde 4.90 sent düzeyinden 3.03 sent seviyesine indi. Buradaki
düşüş yüzde 38.1'i buluyor. Lira bazındaki düşüşe oranla biraz daha fazla. Bunun da nedeni aynı dönemde liranın dolara karşı değer kaybetmesi.
İlginç bir şekilde küresel dalgalanmanın ilk aşamasında da dolar bazlı borsa endeksi 3.03 sent ile taban yapmıştı. 23 Temmuz 2007'de 4.53 seviyesinden başlayan düşüş 16 Ağustos'ta 3.03 sent seviyesine inmiş ve borsanın kaybı dolar bazında yüzde 33.1 olmuştu. Son olarak 17 Mart'ta da endeks 3.03 sente kadar geriledi.
-
Ucuz mu kurtulduk?- Dalgalanmanın birinci aşamasında dolar kuru 1.24'ten 1.42'ye kadar gitmiş,yüzde 14 artmıştı. Bono faizlerinde fazla bir değişiklik olmamıştı.
İkinci aşamada ise dolar kuru 1.15'ten 1.27'ye kadar çıktı ve yüzde 10 yükseldi.
Dalganın başlangıcına göre ise dolarda herhangi bir artış yok. Faizde yarım puana yakın yükselme söz konusu.
En büyük kaybı borsanın verdiği görülüyor. Yatırımcı yapısından dolayı. Yüzde 72 yabancı payı ile dalgalanmaya girilmesi yerli yatırımcıları ihtiyatlı bir davranışa itti, alıcı olmaktan men etti. Bu nedenle yabancılar pek satış yapamayınca fiyat düşüşü hızlandı.
Eğer en dip görülmüş kabul edilirse Türkiye finansal piyasalar üzerinde yaptığı tahribatın düzeyi bu kadar. Bu durumda dalgalanmadan
ucuza kurtulmuş olacağız.
-
Yangının bitmesi- Ancak hem küresel piyasalarda hem de Türkiye piyasalarında
henüz dip seviyenin görüldüğüne inanmıyoruz. Geçmişteki dalgalanmalarda fiyatların geldiği seviye, ABD'nin resesyonlarında borsaların düştüğü düzey, küresel piyasaların yaşadığı travmanın büyüklüğü ve derinliği nedeniyle böyle düşünüyoruz.
Bu küresel dalgalanma yavaş başlayıp giderek büyüyen bir orman yangınına benziyor. Zaman zaman itfaiye ekipleri bu yangını kontrol altına alıyor, ama bir süre sonra yeniden alevleniyor. Her yeni alevlenmede de ormanın daha büyük bölümünün gittiğine tanık oluyoruz. Yangının sonunu, ya daha büyük müdahaleler ya da ormanın yanıp bitmesi getirecek gibi geliyor bize.
- Sonuç- "Talihsizlik sırasında bile, talih açık kapı bırakır." Cervantes
Yayın tarihi: 26 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/26//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.