Siz hiç karıncayiyen gördünüz mü? Canlısını, demek istiyorum.
Kedi-köpek kadar bir şey sanırdım, meğerse manda gibiymiş namussuz!
Siz hiç zürafa gördünüz mü? Canlısını, demek istiyorum. O güzelim gözlü yaratığın bu kadar pis koktuğunu düşünemezdim...
Hiç mangust gördünüz mü? Kobra yılanıyla başa çıkabilen tek hayvandır. Hindistan'da evlerde kediköpek besler gibi mangust beslerler.
Aslan-kaplan göreniniz vardır da, leopar gördünüz mü?
Çıngıraklı yılanın çıngırağını gördüm, Çinli çocuk pipisine benziyor (rengi sarı.)
Gergedan gördünüz mü hiç? Tank gibi mübarek. Bana Hasan Celal Güzel'i hatırlattı (aramızda en tok sözlü o çıktı.)
Niçin Türkiye bizleri paçalarımızdan tutup hep aşağı çekiyor?
Neden rahat vermiyor bize Türkiye?
Niçin şuraya gelmiş, çocuklarla birlikte çocuk gibi sevinip pembe flamingolara, kelaynak kuşlarına, papağanlara bakarken ülkemden
"gözaltı ve tutuklama haberleriyle" sarsılıyorum?
Niçin dört müzeye dağılmış Egon Schiele tablolarının izini sürerken onu bırakıp Internet'e gireyim ben?
Ve de niçin, Gustav Klimt'in ünlü
"Öpücük" tablosunun aslını gördüğüm zaman duyduğum zevki anlatmaktan çekiniyorum, alay konusu olmamak için?
Çünkü yazılarımızda
"mala davara zarar" aranır, bir de emekçi halkıma fayda...
Niçin benim
"gurbetçilerim" de kafalarını kaldırıp bakmazlar acaba bir Burgtheater panosuna, neler oynuyor diye?
Ulan hani adam gibi Almanca öğrenecektiniz, Schiller oynuyorlar herifler...
Niçin geride neler oluyor diye araştırdığımız zaman sevinebildiğimiz tek şey Galatasaray'ın Servet tarafından maçın bitimine iki dakika kala kurtarılması?
Ve de niçin, gene, uzun zamandan beri gene, yıllar sonra gene (Allah kahretsin), geri döneceğimiz zaman içimizde bir tedirginlik, ulan, darbe marbe olmasın bizden habersiz, kabak gibi gitmeyelim...
Neden ülkemde kavuşamadığım huzuru gâvurun ilinde arar oldum?
Neden burada çirkinlik görmediğim için gözüm ve ruhum yorulmuyor?
Ve neden, anlı şanlı Hotel Imperial'i sağından solundan, iki köşeden kuşatmış Vakıfbank ile Denizbank şubelerini görünce gene de seviniyorum, rahat uyu Merzifonlu, intikamın alındı!
Gene de neden utanıyorum, şurada bir ev tutsam, emekli maaşımı Vakıfbank'tan, telif ücretimi Denizbank'tan çekiversem de gidip parkta otursam, diye düşünmekten?..
Hayır, kuzu kuzu döneceksin. Yeni yerler bulamazsın, bulamazsın yeni denizler, arkandan gelir şehir... Kenourious topous dhen tha vris, dhen thavris alles thalasses, i polis tha se akoulouthi!...
(Herif küfürbaz ama birikimli canım...)
Bir yakınım, yurtdışından her döndüğünde, uçak Yeşilköy'e inişe geçerken
"welcome to the jungle" derdi.
Beş günlüğüne
"çarşı iznine" çıktım, bağışlayınız. Buradakileri gördüm, bakalım bizim yerli ayılar, yılanlar, maymunlar, çakallar ne âlemde?
Yayın tarihi: 26 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/26//ardic.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.