Cem Yılmaz "Çocuklar AROG'un fragmanından korkmuşlar. Ama film korkunç olmayacak" demiş.. Valla film nasıl olur bilemem ama ortada daha film, milm yokken, gerçekten çok başarılı bir pazarlama düşüncesiyle bir yıl evvelden sinemalara dağıtılan fragman yapacağını yaptı bile..
Kimbilir kaç çocuğun beyninde ne yaralar açıldı, kaç çocuk kâbuslarla uyanır oldu?..
Hayır Cem'i suçladığım sanılmasın..
O bir yapımcı.. Filmini pazarlamak hakkı..
Peki, bu hakkın yanlış, kötü kullanılmasını kim engelleyecek?..
İşin acı, acıklı yanı burası..
Ankara'da kocaman kocaman, aklı başında, uzman insanlar toplanıyorlar ve dünyanın tüm uygar ülkelerinde olduğu gibi filmleri sınıflandırıyorlar.
Eskiden çocuklara, küçüklere zararlı olduğu için filmi tümden yasaklanırdı. Şimdi yaş sınırlaması getiriliyor.
Peki getiriliyor da ne oluyor?..
Palavra..
Sinemalar başı boş.. Sinemalar denetimsiz.. Sinemalar sahipsiz.. Geçen gece karşıda bir sinema kompleksindeyiz. Lobide kıyamet koptu. Merak ettik. Sinemanın müdürü bir adamla kapışmış. Adam küçük çocuğuyla Recep İvedik filmine girmeye çalışıyor. Müdür "13 yaşından küçükler bu filme giremez" diye afişi gösteriyor.. Adam müdürü nerdeyse dövecek.. "Her yerde giriyoruz, sana ne" diyerek..
Adam haklı.. Recep İvedik'i izlediğim sinemada çocuklar doluydu.. Denetleyen yok..
Gece suarede çocuklar olmaz. Belediye yasağı bu defa.. Uygulanıyor mu?.. Bir film çocuklara serbestse, diyelim bir çizgi film oynuyorsa o seansta, o film öncesinin reklam ve ilavelerinin de o yaşa uygun olması şarttır. Kuraldır.
Çocuklara, yani tüm aileye açık film öncesi, alkollü içki reklamı gösteremezsiniz.
AROG gibi, bir garip canavarın Cem Yılmaz gibi çocukların çok sevdiği, bayıldığı bir tipe vampir gibi saldırmasını, Cem'in boynundan fiskiye gibi kanlar fışkırmasını, fışkıran kanların yerde bir göl oluşturmasını, Cem'in bu gölün içinde kıvranarak ölmesini çocuklara "İlave" diye dahi gösteremezsiniz..
Ama gösteriyorlar.. Aylardır gösteriyorlar..
Ne sinemaları denetleme durumundaki Belediyelerin umurunda.. Ne Aileden Sorumlu Bakanlık işin farkında.. Ne çocukları korumakla görevli sözüm ona sivil toplum örgütleri aldırıyor..
Sinemalar çocuklarımızı zehirliyor.. Sinemalar çocuklarımızda tedavisi zor ruhsal hastalıklara sebep oluyor, bu ülkede kılı kıpırdayan yok..
Peki ama hani çocuklar ülkemizin geleceğiydi. Hani her şey çocukların sağlıklı büyümesi içindi..
23 Nisan'a sayılı günler kaldı.. O gün edecekleri yaldızlı lafları şimdiden hazırlıyordur, muhteremler..
Konuşurken, senede bir defa konuşup, 364 gün unuturken utanmayacaklar mı?..
Bu sinemaları, her film öncesi nerdeyse 35-40 dakika reklam oynatıp insanı sinemadan da nefret ettiren bu salonları denetlemek "Hop dedik.. Burası dingonun ahırı değil, hizaya gelin" diyecek bir belediye, bir devlet görevlisi çıkmayacak mı?..
"Bu kentin sahibi yok" dediğimde Sevgili Dostlarım, Seçilmiş Kadir Topbaş ve Atanmış Muammer Güler bana kızıyorlar ama, haksız mıyım?..
Bu yazdığım konularda denetlenmiş bir sinema, tutulmuş bir zabıtları varsa, bana fakslasınlar bir göreyim lütfen..
Hadi büyüklerden geçtik.. Ama hiç değilse çocukları korumada, gözetmede anlaşalım, birleşelim artık!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Çocuklarımızı kim koruyacak peki..
Yayın tarihi: 26 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/26//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.