"Eskiden
'Babalı Arap' denilince çocukların ödü kopar, tazelerin eli ayağı titrer, yaşlıların benzi uçardı. Babalı Arap rüyaya bile girdi mi, küçüklere havale illeti getirir, büyüklerin dudaklarını uçuklatır, yaşlı başlı adamları çarpıntılara uğratırdı."
Sermet Muhtar Alus, 1930'larda, kaybolan İstanbul'a dair yazdığı makalelerinin birinde
"babalı Arapları" anlatıyor:
"Baba tutmanın da derecesi vardır. Hafifçesi pek kargaşalığa mucip olmaz; kolay geçiştirilir. Ama babanın bir gömlek üstü tuttuysa, Arap'ın kimseyi gözü görmez. Kendisini yere fırlatır, gözlerini açıp yummaya başlar, höykür, höykür, höykürür..." Ne yalan söyleyeyim, politikacıları dinlerken, ekrandan taşan asabiyet karşısında, ben de çok etkileniyorum.
"Babaları tutan" siyaset acaba ne zaman sükûnete kavuşacak?
Yayın tarihi: 23 Şubat 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/23//haber,F3DE036FA5CE46A4867E2F49B7261AC2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.