Operasyon ve Kürt sorunu

Türk Silahlı Kuvvetleri uzun zamandır beklenen "kara harekatını" önceki gece başlattı.
Kış şartlarında 10 bin askeri gece karanlığında başka bir ülkeye sokmak askeri açıdan Türkiye'nin gücünü göstermektedir.
9 yıl sonra gerçekleştirilen bu operasyon, uluslararası kamuoyunun zımni desteğiyle gerçekleştirilmiştir; bu da diplomatik bir başarıdır.
Hükümet, operasyonun amacının PKK'yı etkisiz hale getirmekle sınırlı olduğunu ilan etmiş, işgal niyeti olmadığını baştan ifade etmiştir.
Bütün bunlar operasyonun artılarıdır.
Ancak hep söylenen ve bir türlü hayata geçirilemeyen bir başka gerçek vardır, terörün kökü sadece askeri önlemlerle kazınamaz.
Bugüne kadar gerçekleştirilen askeri operasyonların sayısı ve tarihteki Kürt ayaklanmaları bunun bir göstergesidir.
Hükümet burada cesur bir adım daha atmalı ve öncelikle "dağı" bir cazibe merkezi halinden çıkarmaya yönelik önlemleri en kısa sürede almalıdır.
Bir yandan askeri operasyon, bir yandan DTP için açılan kapatma davasının bölgedeki psikolojik havayı nasıl etkileyeceği hesaplanmalıdır. Amerika'nın desteğiyle terör örgütüne askeri darbe vurmak ayrı bir şey, bölge halkının moral desteğini kazanmak ayrı bir şeydir.
Askeri alanda kazanılan başarının sarhoşluğuna kapılıp kültürel, sosyal ve ekonomik adımlar atılması gereği bir kenara itilmemelidir.
Örgüt lideri Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra bu gerçek üzerinde yeterince durulmadığı için terör yavaş yavaş yeniden zemin kazanmıştır.
Başbakan Erdoğan'ın açıkça belirttiği gibi, Türkiye terör gerçeğiyle yaşamaya alışmak zorundadır.
Ancak bunu yaparken terörün insan kaynağına kolaylıkla ulaşmasını, ölen bir gencin yerine iki-üçünü koyabilmesini önleyebilmelidir.
Bu hükümet değil, devlet politikası olmalı ve herkesin mutabık kalacağı bir paket ortaya konulmalıdır.
Bunun içinde "eve dönüş" yasasından kültürel haklar konusunda adım atmaya, ekonomik iyileştirmeden hukuk reformlarına kadar geniş bir düzenleme yer almalıdır.
Askeri alanda terör örgütünün belini kırıcı adımlar atan, psikolojik üstünlüğü tamamen eline alan Türkiye, bu adımları atmaktan korkmamalıdır.
Bugün iktidarın elinde tarihi bir fırsat vardır.
Terörün kökü belki tamamen kurutulamaz ama yeniden eski gücüne kavuşmasını engelleyici adımlar atılabilir.
Şimdi bunun tam zamanıdır.
Bölge halkına çözümün tek yolunun terör ve şiddet olmadığı, demokratik bir Türkiye'nin sorunların gerçek çözümünü sağlamakta kararlı olduğu gösterilmelidir.
Burada gerekli tek şey iradedir ve bu şimdi ve hemen gösterilmelidir.