Önce Cumhurbaşkanı, ardından Başbakan söz verdi. AK Parti Grup Başkan Vekili
Nihat Ergün de önceki gün arkadaşlarımıza açıkladı:
"TCK 301 değişikliği ile ilgili yasal düzenleme gelecek hafta Meclis'e verilebilir..." Cümleye dikkat edilirse, TCK 301 değişikliğinin gelecek hafta Adalet Komisyonu'nda görüşüleceği ve süratle Genel Kurul'a indirileceği söylenmiyor.
Yani türban konusundaki Anayasa değişikliğinde gösterilen hıza ulaşılacağından söz edilmiyor.
Teklifin gelecek hafta Meclis'e gelebileceği vurgulanıyor.
Bu durumda TCK 301 değişikliği Adalet Komisyonu gündemine süratle alınabilir mi bilinmez; buna iktidar partisi yönetiminin oturup karar vermesi gerekiyor.
Ancak bunun da hemen olacağı görülmüyor. Çünkü TCK 301'de parti içi sorun yaşanıyor. Aslında metinde fazla bir değişiklik de öngörülmüyor.
Birinci maddesindeki
"Türklüğü" kelimesi kalkıyor yerine,
"Türk milleti..." geliyor.
Cezanın üst sınırı üç yıldan iki yıla indiriliyor. Suçun yurtdışında işlenmesi halinde cezayı üçte bir oranında artıran madde metinden tamamen çıkarılıyor.
Buraya kadar AK Parti içinde anlaşmazlık görülmüyor; zaten tartışma da bundan sonra eklenecek iki yeni bent üzerinde yaşanıyor.
Yetki kimin olsun? İlki, TCK 301'den açılacak davalara izin verme yetkisinin kime ait olacağı...
Bir grup
"Adalet Bakanı'na bırakalım" diyor. Ancak bugün de savcılar Adalet Bakanlığı'nın iznine başvuruyor; engelleme ile karşılaştıkları görülmüyor.
Oysa amaç açılacak dava sayısını azaltmak. Ayrıca, bakanı yıpratmak için sürekli hakarette bulunanlar veya
"Bakan neden dava açmıyor" baskısı kurmak isteyenlerin olabileceği de cabası...
Davaya izin verme yetkisinin
"af hakkı" da bulunan Cumhurbaşkanı'na bırakılmasının yararlı olacağını söyleyenler çoğunlukta.
Akil adamlar grubu ise
"Egemenliğin temsilcisi" olarak Meclis'in, dolayısıyla TBMM Başkanı'nın yetkili kılınmasını istiyor.
Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek'in yer aldığı grup ise komisyona devredilmesini öneriyor.
Veya, hakaret kime yapıldıysa o birimin başında bulunanın karar vermesini öneriyor.
"Başka milletler..." Bir diğer tartışma ise
"Başka milletleri Türkiye'de alenen aşağılayanlar için de bu madde hükümleri karşılıklılık esasına göre uygulanır" cümlesi üzerinde sürüyor.
Bununla AB ülkelerinin birçoğundan da ileri adım atılıyor...
Peki, değişiklikler yapılsa, madde gerekçesi düzenlense, TCK 301'den açılmış davalar bitecek mi?
Kesinlikle hayır...
Çünkü Anayasa'nın Başlangıç bölümünde
"hiçbir düşünce ve mülahazanın Türklüğün tarihi ve manevi değerleri karşısında koruma görmeyeceği..." vurgulanıyor.
Hatta benzer cümleler AB ülkeleri yasalarında da yer alıyor; bizde sorun uygulamada çıkıyor.
Ayrıca TCK 301 Meclis'e geldiğinde
"türbandaki" ittifakın tersine dönebileceği de ortada...
Nitekim MHP lideri
Devlet Bahçeli dün,
"Türk milliyetçileri yeri ve vakti geldiğinde müdahale edecek şuur ve inanca sahiptir" dedi.
Anlaşılacağı üzere MHP, CHP'yi de müttefik olarak yanına almış meydan muhaberesine hazırlanıyor.
Yayın tarihi: 20 Şubat 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/20//haber,85B9B087EFD346B7BD0D18863A764B69.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.