Eş değil, karıkocayız
- İşinizi bırakıp eşinizin arkasından turneye gitmek büyük bir özveri..
- Z.Ç: Turnelerinin yüzde 80'ine katıldım. Üç günden fazla süren ayrılıklarımız hiç olmadı. Demet doktor olsa, tıp kongresine gitse, belki gitmezdim. Çok eğlenceli bir yer tiyatro. Arkadaşlarını da çok sevdim.
- D.A: Öyle ki bir program yapılacağı zaman arkadaşlarım Zafer'i arar. Bazen kıskanırım. Böyle bir uyum olmasaydı, evliliğimiz de iyi gitmezdi belki... İkimizin özel alanları da var. İnsanların birbirlerini kelepçelemesine karşıyım. Her ne kadar eşli bir hayat tercih etsek de aslında hepimiz tekiz. Tek başımıza da var olmak zorundayız. Aslında bu tek başınalık bazen ikili olmayı özleten şey. Eş diye bir şey yok. Karı-kocadır insan. İnsanlar birbirinin aynısı değil. Biz ne kadar anlaşıyor olsak da anlaşamadığımız taraflar da var. Birbirinin aynısı insanlar da birbirinden hoşlanmaz. Zafer benim gibi olsaydı, ondan sıkılırım.
- Yemek konusuna gelelim... Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer derler...
- D.A: Zafer'in kalbine giden yol, hayal gücünden geçer. Elim lezzetlidir, fakat Zafer'in eli benimkinden daha lezzetlidir. Zafer hayal ettiği yemeği yemek ister. Acıkmaya başladığı andan itibaren bir yemek hayal eder, sizin gündüz pişirdiğiniz yemeğin hiç önemi yoktur. Mutfağa girer ve hayal ettiği yemeği yapar.
- Z.Ç: Her yemekte bir iki kadeh rakı içmeyi severim. Yoğurtlu ıspanakla da bu olmayacağına göre, mutfağa girer yemek yaparım.
- D.A: Zeytinyağlıları şekerli yaparım. Hiçbir İzmirli zeytinyağlıları şekerli sevmiyor. Zafer'in annesi de çok güzel yemek yapar. Bir gün test ettik. Annesi zeytinyağlılara şeker koymuyor ama benimkinden çok daha lezzetli oluyor. Ben de ona göre şekeri biraz kaçırıyorum.
- Z.Ç: "Aman ne kadar güzel bir barbunya tatlısı var evde," diyorum! "Şahane bir kereviz tatlısı var ki, yeme de yanında yat!"
Yayın tarihi: 24 Kasım 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/24/ct/haber,5EEB74B459964CF69C96905A97EF7E89.html
Tüm hakları saklıdır.