Hiç konuşmadan anlaşabiliyorduk

- Zafer Çika'da en çok neyi sevdiniz?
- D.A: Hakikiliği çekti beni. Bir insanı tanımaya başladığınız zaman hatasız geçen anlarla o ilişki gerçek ilişki oluyor. Bazı insanlar bir müddet sonra kontağınızı attırabilir. Bir davranışına takılabilirsiniz. Çorba içişi olabilir, yemek yiyiş biçimi olabilir. Su bardağına dokunuşu olabilir vs. Zafer'de hiçbir şey bana batmadı. Bu kadar kısa sürede tanıyıp çok uzun zamandır tanıyormuşum gibi, hiç konuşmadan anlaşabiliyorduk.
- Z.Ç: İkimiz başbaşa uzun süre bir yerde kalsak, hiç sıkılmadan zaman geçirebiliriz. Sosyalleşelim diye bir sıkıntımız yok. Ali de katıldı şimdi. Üçümüz eğlenmeyi seviyoruz.
- D.A: Biriyle ilgili dedikodu yapıyorsak, aynı şeylere takılmışızdır. Bunlara çok güleriz. Evliliğin ancak iyi arkadaş olduğunuzda sürebileceğine inanıyorum. Aşk ve tutku, ilk günkü gibi kalmıyor. Ömür boyu sürmüyor.
- Z.Ç: Tiyatro kulisi çok eğlenceli bir yer. Kısa zamanda Demet'in arkadaşlarıyla da iyi arkadaş oldum. Bütün zamanımı işten de çalarak tiyatro kulisinde geçirdim.
- D.A: Hatta kuliste bir odanın adını Zafer Çika odası koydular ve tabela astılar. Gelmediği zaman kızıyorlardı.

- Hiç Demet Akbağ'ı kıskandığınız zamanlar olmadı mı? Hem ünlü bir tiyatrocu, hem hoş ve çekici bir kadın...
- Z.Ç: Mesleki açıdan onu kıskanmak için aptal olmak gerekiyor. Çünkü, o mesleği yapanlar bile artık Demet'i kıskanmayı bıraktılar. Demet'i tabii ki kıskanıyorum. Ama belli etmem.
- D.A: Sinir bozucu bir şekilde belli etmiyorsun Zafer. Bana hissettirmedi.

- Siz kocanızı kıskanır mısınız?
- D.A: Biz gençlik hezeyanlarını atlattığımız bir dönemde karşılaştık. Ve birbirimize âşık olduğumuza çok inandık. Kıymetini bildik. Saçma sapan bir şeyle bozacak kadar aptal olmadığımızı düşünüyorum. Temeli iyi kurulmuş bir ilişkiyi, basit şeylerin yıkabileceğini düşünmüyorum. Sevildiğinize inanıyorsanız, zaten bunların hiçbiri de olmuyor. Zafer benim onu ne kadar sevdiğimi biliyor. Birbirimizi sevmeyeceğimiz zaman da söyleriz.