kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Yayıncı Filiz Bingölçe, kitabın eğlenmek için yazıldığını söylüyor.

Osmanlı'da seks böyle olurmuş...

Müjgân HALİS
16. yüzyılın önemli kalemlerinden Gazali mahlaslı Deli Birader'in ünlü eseri Kitab-ı Dâfiü'l-Gumûm, ilk kez Türkçe'ye aktarıldı. Kitapta Osmanlı sultanlarının katılarak güldüğü şehvet hikâyeleri anlatılıyor..
Mizah ve cinsellik içeren en ilginç metinlerden biri olarak gösterilen Kitab-ı Dâfiü'l-Gumûm (Gamları Def Eden Kitap), bir yandan bir fıkra seçkisi, bir yandan da kolektif korkulardan, neşelerden ve cinsel zevklerden dem vurduğu için benzersiz bir bahname (şehvet kitabı) özelliği taşıyor. Ancak ona, ne tam bir seçki ne de sıradan bir bahname dememek gerek. Kitap, Deli Birader Gazali'nin en ünlü eseri. Kitabı yayına hazırlayan AltÜst Yayınevi'nin sahibi Filiz Bingölçe'ye göre Deli Birader'in eseri, 'şiirlerle örülü, darb-ı mesellerle bezeli, nev'i şahsına münhasır bir küçücük kitapçık.' Bingölçe kitabın, Osmanlı toplumunda yaşanan cinselliğin pratiği ile fantezisini, gerçeği ile abartısını, resmi dil ve görüşün dışına taşarak, dönemin argosunu da kullanarak mizahlı bir bakış açısıyla okuyucusuna aktardığını söylüyor: "Cezalar, yasaklar ve tabularla inceden dalgasını geçiyor." Ana yapısı tamamen gülmeceye dayandırılan eser, yedi bölümden oluşuyor: Birinci bölüm nikâhın meziyetlerini ve sevişmenin faydalarını içeriyor. İkinci bölüm kulampara (aktif eşcinsel) kardeşlerin ve zampara biraderlerin arasında geçen tartışmaya dair. Üçüncü bölüm selvi boylu yalın yüzlüler ve lale yanaklı oğlanlarla sohbetin zevklerine işaret ediyor. Dördüncü bölümde gümüş tenli kadınlar ve yasemin göğüslü kızlarla oynaşmanın hazlarına yer veriliyor. Beşinci bölümde elle boşalma, rüyada boşalma, animal ilişki ve bunlarla ilgili söylentiler ortaya seriliyor. Altıncı bölümde edilgen eşcinsellerin, travestilerin ve ne idüğü belirsizlerin iğrenç durumları teşhir ediliyor. Yedinci bölümde ise gidilerin (pezevenk) ve boynuzluların aynı yolun yolcusu olduklarına ve pezevenklerle hacı anaların hallerine dikkat çekiliyor. Deli Birader kitabını Yıldırım Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un isteği üzerine yazmış. Kitapta anlatılan çoğu fıkranın bugün bile hâlâ kulaktan kulağa anlatılıyor olması, kitabın devamlılığını ve sözlü kültürü yazıya geçirme konusundaki başarısının kanıtı. Deli Birader kitabında Türkçe sözlüğün tüm sözcüklerini hiç çekinmeden kullanmış. Kitab-ı Dâfiü'l- Gumûm, edebiyat tarihçilerince cinselliğe getirdiği mizahi bakış açısının yanı sıra, 16. yüzyılın konuşma dilini geniş argo literatürüyle birlikte vermesi nedeniyle de, klasik dönem Osmanlı nesrinin en önemli kaynaklarından biri olarak kabul ediliyor. Filiz Bingölçe, kitabın öncelikle gülüp eğlenmek amacıyla yazıldığına dikkat çekiyor. Kitabın eşsiz bir eser olmasında sakınmasızlığın ve doğrudan anlatımların payının büyük olduğunu söyleyen Bingölçe, Deli Birader'in eserinin kimi çevrelerce 'edebiyata yakıştırılamayacak denli haylaz ve edepsiz' bulunduğunu da hatırlatıyor: "Yazar cinsel organlar, cinsel edimler ve cinsel kimlikler üzerinden yapılan çarpıtmalar ve abartmalarla mizahi bir etkiye ulaşmak istiyor ve istediği etkiyi de sağlıyor. Edebiyatı 'edep'le karıştıran bakış açısı nedeniyle Gamları Def Eden Kitap bugüne dek Latin harflerine çevrilmemiş, yüzyıllar boyunca gün yüzü görmeyen, tam metin olarak okuyucu ile buluşamayan yastık altı kitaplardan biri olarak kalmış."
Haberin fotoğrafları