Ekonomi yönetimi harıl harıl 2008 Bütçesi üzerinde çalışıyor. IMF'nin ekim başında yapacağı ziyarete kadar bir dizi mali önlem alınması gerekiyor. Özellikle, vergi tabanındaki zayıflama ve seçim sürecinde kamu harcamalarında gözlenen artış, kritik sorunlar olarak masada. Sosyal güvenlik reformu da önümüzdeki ay tamamlanacak işlerin başında. Ertelenen KİT zamları, enflasyon hedefini zorlamayacak şekilde sırada. Üstelik, bütçe faiz dışı harcamalarının yılbaşındaki ödenek tavanını aşmayacağı sözü de ortada. İşte böyle bir ortamda Dünya Bankası tarafından geçtiğimiz ay verilen
"Kamu Harcamaları" raporu hayati önem taşıyor.
"Çok Gizli" kodlu rapor, hazırlanmakta olan Acil Eylem Planı'na ışık tutacak yönler içeriyor.
"Mali disiplini sürdürmek Türkiye'nin borç stokunu düşürmek ve şoklara karşı gücünü artırmak için önemli bir ihtiyaç" diyen Dünya Bankası uzmanları, harcamalarda etkinlik ve verimliliğin artması halinde büyümeyi destekleyen yatırımlara daha çok kaynak ayrılabileceğini savunuyor. Sonra, öncelikleri şöyle sıralıyor:
"Emeklilik reformunu uygulamak, sağlık ve eğitim sektörlerinde etkinliği artırmak, altyapı yatırımlarına uygun fonlar bulmak, memurlar için performansa dayalı reformu hayata geçirmek."
Dünya Bankası, mali disiplinin ölçülmesinde temel gösterge olan faiz dışı fazlanın son yıllarda sapma gösterdiğini düşünüyor. Kamu dengesinin bir defalık gelirlerle kurulduğunu belirtip, "Eğer gelirler sapma gösterseydi mali sürdürülebilirliği tehlikeye atabilirdi" diyor. Kamu sağlık reçetesi Türkiye'nin kamu harcamalarını, diğer yükselen ekonomilere göre oldukça yüksek bulan Dünya Bankası'nın tespit ve çözüm önerilerine gelince
- GSMH'nin yüzde 33'ünü bulan kamu harcamaları AB üyesi Bulgaristan, Yunanistan ve Polonya'dan düşük olmakla birlikte diğer yükselen ekonomilerden Şili, Kore ve Malezya'dan yüksek.
- Türkiye'de savunma ve güvenlik harcamaları benzer ülkelerden Rusya, Portekiz ve Yunanistan'dan fazla.
- Sağlık alanına, karşılaştırılabilir diğer ülkelere göre daha çok pay ayrılıyor ama sağlıkta alınan sonuçlar bakımından Türkiye dezavantajlı. Sağlık harcamalarını kontrol etmek bütçedeki baskıyı azaltabilir.
- Eğitim harcamalarının GSMH'ya oranı Türkiye'de diğer OECD ülkelerinden yüksek ancak orta gelir düzeyinin altındaki gruplarda eğitime erişme ve öğrenci başarı oranı düşük. Eğitimdeki fırsat eşitsizliklerini gidermek ek harcama gerektiriyor.
- 1999'dan bu yana memur sayısı yüzde 3 oranında azaldı. Maaş artışları 2001 krizinden bu yana enflasyon hedefine bağlandığı için reel artış gözlenmedi. Ama GSMH'ye oranlanmış memur maaşı harcamaları benzer ülkelere göre oldukça yüksek.
- Türkiye, mali disiplini sağlamak için özellikle altyapı yatırımlarını belirgin şekilde kesti. Yatırım programının yükünü hafifletmek için proje maliyetlerinin de kısılmasına ihtiyaç var.
- Emeklilik sistemi açık vermeye devam ediyor. Türkiye genç bir nüfusa sahip ve aslında sosyal güvenlik açığı yaşamaması gerekiyor. Ama erken emeklilik ve kayıtdışı işçilik yüzünden büyük açıklar oluştu. 2006 reformunu hayata geçirmek uzun dönemde emeklilik sistemini sürdürülebilir hale getirebilir. Emeklilik ve Genel Sağlık Sigortası'nın uygulamaya girmesi, borç stoku üzerindeki riski azaltıp kredi notunu yükseltir ve borçlanma maliyetini düşürür.
Bugünkü Tüm Yazıları
'Çok Gizli' harcama raporu!
Yayın tarihi: 24 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/24//muderrisoglu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.