kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ağustos 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

"Saati sıfırlamak..."

"Hükümet olarak asıl işimiz şimdi başlıyor..."
Söz, TBMM'de Abdullah Gül'ün 11. Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından AK Parti'nin etkin isimlerinden birine ait...
Gerisindeki anlam da açık; hükümet veya AK Parti grubu bundan sonra Çankaya gerekçesinin arkasına sığınamayacak...
Çünkü, AK Parti iktidarın ilk dönemlerinde, birçok konuda icraatın yerine getirilememesinin gerekçesi olarak Çankaya engeli gösterilmişti.
Bundan sonra hükümetin önünde böyle bir mazeret kalmayacak.
Daha önemlisi asıl sorun da bundan sonra başlayacak.
Çünkü, AK Parti hükümeti geçen dönem çıkardığı yasaların büyük bölümünün vetosunun gerisinde, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in kişisel engellemesinden çok, anayasaya aykırılık ve bazı yasalarla çelişmesi yatıyordu.

Kılı kırk yarmak
Hükümet bundan sonra yasa tasarılarını Meclis'e sevk ederken veya AK Parti grubu komisyon ve Genel Kurul'da çıkarılması için uğraşırken " kılı kırk yarmak zorunda " kalacak.
Çok daha titiz inceleme sonucunda icraatını gerçekleştirmek için adım atacak.
Aynı durum atama kararnameleri için de geçerli olacak.
Her ne kadar Sezer bazı kararnameleri farklı gerekçelerle imzalamayıp bekletmiş olsa da bazılarının vetosunun "atanacak kişinin liyakatinin yeterli olmamasından" kaynaklandığı da biliniyordu.
Örneğin, bir genel müdürün bir kurumun başına atanması için o alanla ilgili kamu veya özel sektörde en az 10 yıllık deneyimi olması yasa gereğiydi.
Veya atanması için "devlet açısından" yeterli şartları taşıması da bir zorunluluktu.
Bundan böyle hükümet atama kararnamelerini Çankaya'ya gönderirken bu ayrıntılara da çok daha fazla dikkat etmek zorunda olacak.
Çankaya'dan dönecek bir yasa veya kararname hükümet veya AK Parti grubu açısından çok daha sıkıntılı olacak.

Dört aylık örnek
Aynı durum 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için de geçerli olacak.
Hatta Gül, Çankaya tepesinden bakacağı için bu konularda çok daha dikkatli davranmak gibi bir eylem içinde olacak.
Nitekim, 58. Hükümetin Başbakanlığı döneminde ve Dışişleri Bakanlığı sırasında da bu titizliği göstermişti.
Özellikle 4 aylık Başbakanlığı döneminde müsteşarından, en yakın çalışma arkadaşlarının seçimine kadar birçok kadroda "liyakati" esas almıştı.
Geçmişteki bu tavrından yola çıkıldığında veya sıkıntılı geçen Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine bakıldığında Gül'ün Çankaya'da da benzer tavrı sergileyeceğini söylemek olası.
Ancak bazı kesimlerle çatışması da bu noktadan sonra başlayacak.
Çünkü bazı radikal kesimler, anayasa ve yasaların verdiği yetkiden çok daha fazlasını kendisinden isteyecek.
Karşılanmadığını gördükleri anda da geçmişte Turgut Özal'a veya Süleyman Demirel'e karşı gösterdikleri tavrı sergileyecek.
Bütün bunların son bulması, artan kültürel ayrışmanın da ortadan kaldırılması için eski Başbakan, Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz'ın dün söylediği gibi yeni dönemde herkesin "saatini sıfırlaması" gerekiyor.
Bunun gerekliliği de dün Meclis'teki yemin töreninde devletin etkin temsilcilerine ayrılan koltukların boşluğuna bakarsak, daha fazla önem kazanıyor. Burada da iş, siyasi iradeye düşüyor.