Görmemişin fişeği olmuş

Kim havai fişek gösterisini sevmez ki? Ben sevmiyorum. Burama kadar geldi. Hani sevdiğiniz bir yemeği sürekli yerseniz bir süre sonra mideniz bulanır ya, o hesap.
Yaklaşık 1.5 aydır Arnavutköy'de misafirim. Öyle deniz kenarında değil, tepelerdeyiz. Haftanın her günü şenlik var. Ama özellikle çarşamba-cuma ve cumartesi geceleri adeta kâbus. Art arda patlayan fişekler öyle bir gürültü kirliliği yaratıyor ki, sormayın. Eğlence mekânlarının yakınında oturanlara acımamak mümkün değil. Sorarım size, her gün en az 5 havai fişek gösterisi normal mi? Camı kapattığınızda eğer klima yoksa sıcaktan boğulma tehlikesiyle karşı karşıyasınız. Üstelik camı, balkon kapısını kapatmak sesi bir derece kesiyor. Hastası olan, bebeğini uyutmaya çalışan yandı. Çünkü gösteri gece yarısından sonra da sürüyor.
Kanımca görmemişlerin son modası budur. Asker mi uğurluyorsunuz? Hadi fişek atalım. Düğün, doğum günü, evlilik yıldönümü mü var? Fişekleri hazırlayın. Konser, davet, festival açılışları, defileler. Ne o havai fişek yok mu? Evlilik teklifini havai fişek altında yapan var, inanın. Ya da kaç yıllık karısına "Sen benim için bir tanesin, aldırma dedikodulara" tarzı özür yemekleri bile havai fişek gösterileriyle süsleniyor artık.
Küçükken arada bir gördüğümüz, gökyüzünü birbirinden güzel renklerle aydınlatan harika ışık kümeleri, yerini müthiş bir görgüsüzlüğe bıraktı. Bırakın gürültüyü ya tehlikesi? Örneğin Ortaköy'de sokak arasında fişek atıldığına tanık oldum. O kadar ahşap evin içinde, buna izin vermek... Pes diyorum.
Havai fişek gösterisi yapmak için ilgili kaymakamlıktan izin almak gerekiyormuş. Acaba bu fişekçilerin kaçı izinli? Ya da kaymakamlık aynı bölgede günde kaç fişek gösterisine izin veriyor. Hakikaten merak ediyorum.