UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Tahrik Kurumu
Bu ülkede insanların zaten kökenlerle ilgili sorunu var.
Birincisi; herkes kendi kökenini saf sayıyor.
İkincisi; herkes değilse bile çok kişi, bir ötekinin soyunu sopunu karışık sayıp bunu bir küfür ve aşağılama olarak beyan ediyor.
Türk Tarih Kurumu Başkanı da bu meseleyi "Hallaç" gibi atmakta, insanları birbirine katmakta anlaşılan kararlı.
Halaçoğlu, kafatası ölçüleri almadan da olsa yaptıkları "araştırma" nın, daha doğrusu "çıkarsama" nın, hatta "karine" nin sonucunu açıklıyor:
"Türkiye'deki Kürtlerin çoğu Türkmen, Alevi Kürtlerde ise Ermeni çok."
1500'lü yıllara ait defterler ile kayıtlar böyle bir sonuca imkan vermiş!
Peki elde bir de "1071'e ait" defterler ile kayıtlar olsaydı, ne olacaktı?
Ben elbette tarihçilikte böyle kurumsal kişilerle baş edecek bilgiye sahip değilim.
Ama, yalıtılmış İzlanda'da yaşamıyoruz.
Binlerce yıl burada yüzlerce uygarlık ve etnisite yaşadı.
Sadece yerleşim yeri değil, göç, savaş, yağma, istila yolu oldu.
Kökeni buralarda olanlardan giden olduğu gibi, kökeni başka topraklarda iken gelenler oldu.
Evliliklerle kökler birbirine karıştı.
Hatta dinler de.
Hiç aklımıza gelmiyor da, "Halife Sultanlar" ın haremi de, ordusu da, soyu da ırk ve köken açısından nasıl saf olabilirdi?
Yeniçerilik kaldırınca, o kadar yeniçerinin soyu da mı yok oldu?
Çok sonradan karşılıklı kaçışlar, mübadeleler eklendi.
Ve mesele eğer ırk, etnisite, köken vesaireyse; birbirlerinizin yüz hatlarına, saçlarına, gözlerine bir bakın!
Bizim sorunumuz ve yer yer travmamız şu:
Bir dönem, çöken, dağılan çok kültürlü, çok etnisiteli, çok milletli bir imparatorluğun kalıntısından bir "ulus" çıkarmak için, belki o günlerde, hele Almanya ve İtalya'nın da vardığı yer hatırlandığında "makul" karşılanabilecek "ırk, millet, milliyet üstünlüğü" ne dayalı tarih öğretim ve anlayışı, epeyce gurur verdi ama pek bilgi vermedi.
Hâlâ da öyle.
En büyük gücü, kaynaşma ve dayanışmada, hep birlikte bir toplum, bir ülke, bir devlet yaratmada bulacakken...
Bir futbol maçını dahi kökenlerle yorumlamaya uğraştık.
Oysa birçok "maç" ta da, yeniliyorduk.
"En güçlü, en kahraman ırk" olmak birçok meseleyi çözmeye, daha müreffeh bir toplum yaratmaya, tüm maçları kazanmaya, dünyanın en şenlikli sirkini kurmaya yetmiyordu.
Bir imparatorluğu kurmuş, büyütmüştü belki; ama batırmamaya da yetmemişti.
Bir de şu oluyordu:
Durmadan "imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış, bölünmez, bütün" bir kitleden söz ediliyor, "devletin kadim resmi dili" böyle bir şablon olarak çoğumuzun lafı haline geliyordu; ama buna karşılık, "içimizdeki hainler" etnik kökenle açıklanıyor, o etnik kökenler küfür ve aşağılama gerekçesi oluyordu.
Elbette insanoğlunun en büyük maddi, manevi dayanaklarından biri, köken, aidiyet ve kimliktir.
Ama bir başkasınınki de öyle olabilir.
Ve elbette, insanoğlunun en büyük çatışmalarından biri de budur.
Etnik, dini kıyımların; tarihin her dönemi, her medeniyeti içinde kanlı bir yer edinmesi boşuna değil.
Lakin bizim ülkemizde, dini ve etnik fay hatlarının her sarsıntısında çok canımızın ve canımızın çok yandığı bu topraklarda ne yapılmalı?
"Kürtlerin, Kürt Alevilerin kökeni" ni araştırıp birini Türkmen, birini Ermeni ilan etmek iyi bir yöntemse;
Geriye kalanların kökeni ne olacak!
Ya kimsenin "tek" kökeni yoksa; kökenler köklere karışmışsa.
Tahrik kurumcuları, kimi Karadeniz insanının zaten var olan köken tartışmalarını nasıl kaşımayı düşünüyor? Kafkas, Balkan kökenliler nasıl rahatsız edilebilir?
Öyle ya; bugünkü topraklarında, "hakim köken" i sadece bin yıldan az süredir yerleşik olan kaç ülke var yeryüzünde? Hele Avrupa'da, buralarda, hiç var mı?
Yazının burasına gelen birileri yine köpürüp küfür edecek muhtemelen.
Onlara özel bir bilgi:
Çok önemliyse, kendi kökenimin
bir kökünün, doğrudan, Anadolu'nun ilk büyük donanmacısı, Haçlı ordularının baş belası Aydınoğlu
Umur Bey' e, eh ondan da babası
Mehmed Bey' e gittiğini biliyorum.
Ama öncesi meçhul!
Eminim, dedektif
Halaç Bey, bunu da ortaya çıkarır.
Bu ülkeye bu zamanda en lazım olan şey buydu zaten.
Yayın tarihi: 21 Ağustos 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/21//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.