kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ÖZAY ŞENDİR

İzmir kebap...

Dünyanın hemen her ülkesinde Türk diasporasından insanlar bulmak mümkündür.
Avrupa'da tıpkı Türkiye olan mahalleler vardır. Diğer kıtalarda mahalleler görmeseniz bile mutlaka Türkçe isimli işyerleri görürsünüz.
Tokyo'da "İstanbul Dönercisi"ne uğramak, çok sayıda Türk öğrenci olan Boston'da "Türk Bakkalı"ndan alışveriş yapmak ya da Cidde'de "Ankara Berberi" ne tıraş olmak şaşırtıcı değildir.
Daha doğrusu bizim için şaşırtıcı olan gittiğiniz yerde hiç Türk ya da Türkçe isimli işletme görememektir.
Ege'deki Yunan adalarını görünceye kadar yeryüzünde böyle bir yer olacağını düşünmemiştim.
Oysa varmış, hem de burnumuzun dibinde...
Yıllardır hem Yunanistan'da hem de Türkiye'de "Halklar birbirini kardeş gibi görür, sorun politikacılarda" tezi işlendi.
Madem durum bu, neden burnumuzun dibi sayılan yerlerde hiç Türk işletmesi yok, neden kimileri Türk olduğunuzu duyduğunda suratını ekşitiyor?
Size ilginç bir gözlem aktarayım... Türkiye'yi ziyaret eden Yunanlıların tamamı size dost olarak davranıyor, önyargılı olanlarsa hiç gelmeyenler...

Bunun ne anlama geldiğini düşünmek lazım...
Neyse biz konumuza dönelim, neredeyse tüm adalardaki tek istisna Girit'teki "İzmir Kebap"...
Yurtdışına gittiğinde karnını Türk restoranlarında doyuranlardan değilim ama ilk defa böyle bir tabela görmek beni mutlu etti.
Açık olsaydı kapısından girip kim olduklarını ve ne zamandır burada olduklarını soracaktım ama kısmet değilmiş.
Benim ailem de dahil olmak üzere Türkiye'de birçok Girit kökenli aile yaşar.
Bizim için Girit'te yaşayan herkes hep uzak akraba, hep dosttur.

Limana dönerken sohbet ettiğim taksi şoförünün Türk olduğumu duyduktan sonra susması, ezberimi bozdu, içimi acıttı.
Eskiden "Kalbim Ege'de kaldı" şarkısı benim için birçok anlam taşırdı, şimdiyse sadece güzel bir şarkı...