Ne vaatler duyduk hepsi hoştular.
Çıkınca meydanlara liderler coştular.
Seçimlerden sonra kalınca biz bize,
Hep anlıyoruz ki hepsi boştular. Kolay değil, beş yıla yakın zaman geçti. Unutmaya yakındı. Neyse ki seçimler yaklaştıkça eski havamızı bulmaya başladık. Siyasi partiler, açık hava toplantılarında ve TV ekranlarında seçmenle buluşuyorlar. Sıcak da bastırdı. Tarlada ürün, meydanlarda seçmenler kavruluyor.
Seçmeni serinletmek istediklerinden olsa gerek, partiler gökten vaatler yağdırıyor. 1990 yılından itibaren yapılan seçimlerde aklımızda kalan
"Herkese iki anahtar. Kim ne verirse beş fazlasını vereceğim. Tütüne; iktidar olayım da koyarım parayı çiftçinin cebine" sloganından bugüne böylesi duyulmadı. Ancak kulağa hoş gelen yeni sloganlar moda:
"Mazot 1 YTL." Var mı artıran, hani ya "bedava olacak" diyenler. O seçimin yıldızı tütündü, 2007 seçimlerinin yıldız adayı mazot. Her ikisinin ortak yanı tarım ve çiftçi. Kırsaldan kente, tarımdan hizmetlere dönüş sürse de tarım ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan Türkiye'de önemli bir yere sahip. Şehirlere göç bizi yanıltmasın, tarımla uğraşmaya devam edenlerin ve geliri tarımdan olanların sayısı oldukça fazla.
Son yıllarda tarım kesimine bütçeden aktarılan kaynaklar azalmaya devam ediyor. Bugüne kadar yapılan desteklerin gerçek çiftçiye ulaşmadığını belirtenlerin yanında, destekler nedeniyle tarımda verimlilik artışını sağlayacak dönüşümlerin gerçekleşmediğini söyleyenler de oldukça fazla.
Tarımla uğraşanlardan edindiğm izlenim, miras bölünmeleri nedeniyle tarlaların bahçeye, şehre yakın bahçelerin de şantiyeye döndüğü... Küçük ölçekli üretim pahalı. Klasik üretim tarzından modern tarıma geçenler ise girdi maliyetinin artmasından yakınıyor. Tarım işçisi bulamamaktan şikâyet edenlerin derdini dinlemek lazım. Sadece emeğin pahalı olmasından şikâyetçi değiller, başka dertleri de var. Benim gördüğüm,
tarımın ve çiftçinin seçimden seçime hatırlanmasına içerleyenler bu seçimde bölgelerinde sürpriz yapacaktır. Buna hazır olalım.
Seçimlerde vaatlerin duyguları okşaması, beklentileri olumlu etkilemesi gayet doğal. Fakat gerçekçi olsa daha iyi olmaz mı? Hükümet eden partiler, muhalefete göre bu konuda daha dikkatli, geçen seçimdeki vaatlerinden başları dertte. Sorunları şimdi daha iyi görüyor ve temkinli yaklaşıyor. Gerçi, kaynakların kıt, ihtiyaçların artmakta olduğu gerçeğini anlamak zor olmasa gerek. Nitekim, televizyon kanallarından seçmenlere, partilerin vaatleri sorulduğunda çoğunun cevabı,
"Biz bunları çok duyduk, önce kaynağı nereden bulacaklarını söylesinler" şeklinde oluyor. Çok doğru. Kaldı ki
sorun sadece kaynakların kıtlığı değil, kaynakların kullanılmasında önceliklerin nasıl belirleneceğidir. Ülkemizin gündeminde üst sıralarında terörle mücadele, sosyal güvenlik, yargı reformu, eğitim, enerji altyapı yatırımları gibi konular ve bunlar için oldukça yüksek miktarlarda kaynağa gereksinim vardır. Özel sektörün de kaynak ihtiyacı var.
Küresel rekabete hazırlanmak vaatlerle olmuyor.
Yayın tarihi: 27 Haziran 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/27//ayaydin.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.