Köşe yazımın bugünkü konusu başkaydı. Ancak geçen hafta oynanan Brezilya maçının genel saha içi görüntüsü ve sonrasında da medyadaki toz pembe yorumlar karşısında bugünkü köşemi de Milli Takım'a ayırmaya kendimi sorumlu hissettim.
Bosna maçının üç gün sonrasında Brezilya ile özel maç yapacağımızı öğrendiğim andan itibaren rahatsız oldum. Tarih, sezon sonuna geldiğinden zihinsel ve fiziksel olarak tam hazır olmayacak futbolcularımızın
Brezilya maçı da beyinlerine gireceğinden Bosna maçına istenilen düzeyde motive olmaları çok zordu. Brezilya maçındaki tempoyu ve takım bütünleşmesini izledikten sonra bu konudaki haklılığım ortaya çıktı. Aynı mücadeleyi ve oyun disiplinini Saraybosna'da göstersek; değil 3 puan, 2 puan dahi kaybetmezdik. Brezilya maçından sonraki gazete sayfaları, yorumlar ve TV ekranları toz pembeydi.
Biz hâlâ özel maçlardaki başarılı sonuçlar ile övünüyoruz. Özel maçlarda deplasmanda Dünya Şampiyonu İtalya ile iki, Hollanda ile bir kez berabere kaldık, Almanya'yı İstanbul'da yendik. Ama bunlara prim verilmiyor. Önemli olan resmi maçlar.
6 MAÇIN 5'İ KAZANILMALI Bir türlü turnuva takımı olamıyoruz. 2008 elemelerinde tam
"Nihayet turnuva takımı olabiliyoruz" dedik ama yine başaramadık. Halbuki 3'te 3 yapıp ardından Yunanistan'ı deplasmanda farklı yendik. Bu büyük morale rağmen son 2 maçta 5 puan kaybedip bütün avantajımızı yitirdik.
Artık işimiz kolay değil.
Yunanistan ile Norveç'in aralarındaki ve bizimle oynayacakları maçlar hariç puan kaybedeceklerini tahmin etmiyorum.
Bizim kalan 6 maçtan 5'ini kazanmamız şart. Gruptaki ilk yarı maçlarında Fatih Terim iki ciddi hata yaptı.
Birincisi Norveç maçının takım tertibiydi. Emre-TümerG-ökdeniz'i bir arada oynattı. Sabri'yi defans bloğunun soluna çekti. Kötü oyun ve 0-2'lik dezavantajla devreyi bitirdik. İkinci yarıda Terim hatadan döndü, tüm oyun kontrolü bize geçti ve beraberliği kurtardık.2. yanlışı da Bosna maçında Yıldıray'ı uzun süre kulübede tutmaktı. Terim'in Yıldıray yanlışını anladığı, Brezilya maçından sonraki basın toplantısında belli oldu. "
Böyle oynayan Yıldıray'a her zaman çok ihtiyacımız var" dedi. Terim'in Rüştü tercihinde fazla eleştirilmemesi gerektiğini belirtmiştim. Gerekçe olarak da diğer genç isimlerin uluslararası deneyimlerinin olmayışıydı.
Tabii ki eleştirenler, genç Hakan'ın Brezilya maçındaki hatalarını es geçtiler. İlk yarıda Hakan, Rüştü'nün yediği 3. gol gibi boşa çıktı, defans oyuncumuzun rakibin dengesini bozmasıyla gol yemedi. İkinci yarıda geri pasına yaptığı kısa vuruş rakibin ayağına gitti ve buradan Brezilya'nın en net pozisyonu doğdu.
En önemlisi de ikinci yarı başlarında bir kornerde Hakan kale içinden rakibe kafa vurdurdu. Terim bunları düşünerek uzun süredir maç oynamamasına rağmen Rüştü'yü tercih etti.
Yayın tarihi: 12 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/12//haber,8A53EED7E4784149911273A232411066.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.