Şampiyonluk yarışı çok kızıştı. Şansı az da olsa G.Saray da işin içine girdi. Cumartesi günkü derbi önemli. Puan farkının ikiye inmesi, kupa maçında yaşanan saha içi ve saha dışı olaylarıyla tansiyon anormal yükseldiğinden maçın zorluk derecesi üst düzeye çıktı.
Skor açısından öyle ilginç bir durum var ki her 3 neticede de ortaya değişik bir tablo çıkacak. Beşiktaş kazanırsa büyük bir avantaj elde edecek. Beraberlikte F.Bahçe biraz avantaj elde ederken G.Saray ise ümitlenecek. F.Bahçe kazanırsa bence o gece şampiyonluğunu ilan edecek.
F.BAHÇE'DE PANİK F.Bahçe cephesine bir göz atalım. Başkan Aziz Yıldırım ve arkadaşları, Zico'nun yetersiz bir teknik adam olduğunu, büyük paralarla sezon başladıktan sonra transfer edilen 4 yabancının hüsran olduğunu önceden anladılar, ama arkasında durdular. Takım sürekli kötü oynayıp puanlar kaybedince, yavaş yavaş panik başladı.
Yöneticilerdeki bu panik ve Zico'nun teknik yetersizliği ile birlikte adaletsiz davranışları futbolcuların kimyasını bozmaya başladı. Saha içinde tartışmalar ve oyundan alınan Appiah ve Kezman'ın Zico'ya tepkileri oldu. Kupa rövanşında
Selçuk Dereli'nin yaptığı hatalar uzatmada yenen golle birleşince yönetim, teknik heyet ve futbolcular krize girdiler.
KAVGAYI BIRAKIN Bu toplu kriz F.Bahçe'nin büyüklüğüne asla yakışmayacak bir dizi olaylarla sürpriz Denizli beraberliğini de getirdi.
"Öfkeyle kalkan zararla oturur", "Keskin sirke küpüne zarar" deyimlerini hatırlamamak mümkün değil. Şimdi yapılacak tek mantıklı iş var. Her türlü kavgayı bırakıp yalnız futbolu düşünüp yeni bir motivasyonla zorlu trafiğe hazırlanmak. Zico'nun İnönü Stadı'na çıkaracağı takım önemli. Mücadele etmek ve ayakta kalmak şart. Kupanın ilk ayağındaki
Kezman ve Alex'siz kadro maçı son dakikalardaki sürpriz bir golle kaybetti. Ama 90 dakikanın genelinde oyuna daha çok hükmeden, rakibine pozisyon vermeyen F.Bahçe'ydi. Her zaman vurguladığım bir konu var.
Güçlü rakipler karşısında hele deplasmanda oynuyorsan Kezman, Alex, Tümer gibi devamlılığı ve pres özelliği olmayan bir üçlüyle başarılı olmak zor. İmkansız da değil. Alkmaar maçı buna örnek. Bakalım Zico'nun derbi kadrosu ve taktiği nasıl olacak?.
Şimdi de Beşiktaş cephesine bakalım. Son haftalardaki kötü futbola ve ofansif gücün kısır kalmasına rağmen Runje'nin performansı, ön liberoda genç Serdar'ın inanılmaz enerji ile iki kişilik presi, savaşçı 4'lü defans bloğunun mücadelesi ve şans faktörü ile kupada finalist olunurken, şampiyonluk şansı da ciddi biçimde ele geçti. Beşiktaş'ın kötü futbolunun sebepleri var. Geçen haftaki yazımda geniş biçimde analiz ettiğim gibi eldeki kadroyla kollektif yapı oluşturmak mümkün değil.
BEŞİKTAŞ BİTER! Yeterli saha içi organizasyonu sağlayamazsanız hücum gücünüz de tabii ki düşer. Ama Beşiktaş'ta hücum gücü iflas etmiş durumda. Sebep
Nobre'nin formsuzluğu, ameliyattan sonra kilo alıp fizik açıdan iyice düşen
Bobo, bekleneni bir türlü veremeyen
Burak, ön liberodaki başarılı görev anlayışının yanı sıra toplu ve topsuz çıkışlarla depar kulvarlarına sarkan
Koray'ın eksikliği. Kritik derbi Beşiktaş için de zor. Öncelikle ufukta görünen şampiyonluk şansı ellerine geldi.
Kazanırlarsa büyük avantaj sağlayacaklar. Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var. Yenilgi her şeyin sonu olur. Tigana'nın yapacağı en doğru iş çok maçta olduğu gibi
savunma güvencesini ön planda tutup alan daraltmak ve hücuma çıkmak. Sivas deplasmanının oyun planı intihar olur.
Arkada 40 metre genişlik bırakıp ofsayt taktiği yapan defans bloğunu Sivas'ın cezalandıramaması Tigana'nın büyük şansıydı. Kritik derbide iki takıma da başarılar diliyorum. Ancak bugünkü ortamda sonuçtan çok beni ilgilendiren iyice gerilen ortam.
Artık herkesin sağduyulu olması lazım.
Futbol bir oyundur...
Yayın tarihi: 1 Mayıs 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/01//haber,670C67F553164FB0B19FE624C9354B39.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.